5 Eylül 2010 Pazar

Rahimiyet, Rezzakiyet.

Rahimiyet ve Rezzakiyet hakikatları çerçevesinde görüyoruz ki rızka en muhtaç varlıkların rızıkları insanların, hayvanların ve diğer canlıların rızıkları ayaklarına kadar hiç umulmadık yerlerden getiriliyor. Yeni doğmuş bir çocuğun annesinin memesinden, kan ve fışkı arasından mugaddi sütünün gelmesi lakin sonra biraz irade ve kuvvet kazanınca bu gelen nimetin kendiliğinden kesilmesi buna örnektir. Yerlerinden hiç hareket etmeyen ağaçların, bitkilerin, otların ve çiçeklerin de aynı şekilde rızıkları kendilerine ulaştırılmaktadır.

Fakat rızık iki şekildedir. Birincisi tamamen taahhüd-ü rabbani altındadır. Fıtri rızık diyebileceğimiz bu rızık öyle mükemmeldir ki insan vücudundaki yağlar onu 20-25 gün canlı tutmaktadır. Bu süre sonundaki ölümler de yeme alışkanlığının terk edilmesi gibi sebeplerdendir.

İkinci kısım rızık ise adet, alışkanlık haline getirilen işler sonucunda verilen rızıktır. Bu kısım rızık ihsana tabi olduğu için bazen verilir bazen verilmez. İnsan helal çalışması sonucunda elde ettiği bu rızkı bazen iktisat ve kanaat ile muhafaza eder ve arttırır. Veyahut israf ve hırs ile ziyan eder sonrada her kapıda her türlü dilenciliğe başlar.


Tabi insanın yaşamını sürdürmesi için gerekli olan mide rızkı olduğu gibi bir de ruh, kalp, göz, kulak gibi duyguları dahi rızık beklerler. Bunların her birisinin rızıkları da insana ihsan-ı İlahi tarafından verilir, insan bazen bu duyularla (göz-kulak gibi) yeni manevi rızıkların kapısını çalar ve açar.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...