22 Kasım 2011 Salı

Güncel 3


İnsanın beyin ve ruh güncelini sık sık yenilemesi gerekir. Çünkü yaşanılan olaylar insanın düşüncelerinden ve duygularından her daim bir şeyleri alıp götürürler. İnsan kendisini bilgi ve erdem ile güncellemeli ki ayakta bir abide olarak kalsın. Varlığını düşünce ve duygu dünyasında da yaşatabilsin. Nesnelerin bu kadar hayatlarımıza egemen oldukları bir zamanda öznelliğini yeniden hatırlasın. Mağaranın içinde mi? yoksa dışında mı? Bunu yeniden keşfetsin. Güncel 1-2-3 yazılarımı bu çerçevede yazdım ve geçmiş-ben, bugün-ben, ben-toplum arasındaki ilişkileri sorgulama fırsatını buldum.

Lut kavmini yerle bir eden taşların bugünkü taşlardan farkı olmasa gerek. Pişmiş ve işaretli tuğla parçaları. İnsanlık o günden bu güne neleri terk etti, neleri hayatlarına monte etti. Eşi Vahile bile O’nu anlamaktan uzaktı. Geride koskocaman halen pis kokan bir çukur.  İnsanlık bu çukuru doldurabildi mi?

Sabır abidelerinden ve sakin tavırlarıyla gönüllerimize nakşetmiş İsmail Peygamber. Zorluklarla mücadelede insana örnek olabilecek birçok olayı yaşamış ve hepsinden başarıyla çıkmış.

Dış güzelliğin ve iç güzelliğin abidesi Hz. Yusuf. Öyle bir güzellik ki sadece bayanlar değil kardeşleri de O’na imrenmiş. Onu ortadan kaldırmayı kendileri için büyük bir hedef koymuşlar ve bunu soğukkanlı bir şekilde uygulamışlar. Lakin kuyu ve zindan O’nun hayatında ayrı bir boyuttur. Belki de Rabbinin O’nu özel muhafaza edişidir ve zirveye zamanında çıkması için  ilahi bir medresedir. Züleyha O’na aşıktı. Öyle bir aşk ki rakip tanımıyordu. Yusuf ise Rabbine aşıktı. Zindanda da olsa gönlü huzurluydu. Çıkmak için acele etmedi. 

Hz. Eyyup ayrı bir sabır kahramanıdır. Hastalıklar O’nun belini bükünce her daim iyiyi konuşmaktan, Rabbine yönelmekten vazgeçmedi. Kendisine ayrı bir kapı aramadı. Çok şeyini kaybetmişti lakin O verenin kim olduğunu, alanın kim olduğunu gayet iyi biliyordu. Yaşantısının sonunda yine çare Allah’tan geliyor ve sağlığına kavuşuyordu.

Hz. Şuayb zamanında Meyden halkı ticarette adaletsiz işler yapmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Araf suresi ile Hz. Şuayb kavmine seslenir ve onları doğruluğa davet eder. Sözüne ve davetine uymayanlar yerlerinden hiç kıpırdayamayacak şekilde taş kesilirler.

Hz.Musa ile bir Peygamberin  Firavunun sarayında nasıl İlahi bir güçle korunduğunu, Allah’ın dilediğini yapmaya Kadir olduğunu yeniden görürüz. Yüce Allah Hz. Musa’nın annesini sabırlı olmasını tavsiye ederken İlahi bir program dahilinde olaylar sebep-sonuç halkasında gerçekleşmektedir. Nil’in durgunluğu, Asiye’nin gönlünün Musa’dan yana olması, ortaya çıkan kavga ve neticesinde şehri terk etmesi ve en sonunda yine dönmesi ama Peygamber olarak halkının yanına gelmesi. Her türlü musibete karşı halkını defalarca uyarması ve yine kendisine inananlarla oradan ayrılması.   

Turgay Urgur 


11 Kasım 2011 Cuma

Sevgili Kızıma mektup 22.

Evladım, yavrucuğum Hanzade;

Gönderdiğin mektubunda sormuşsun bana: İnsan şu dünya mekânında nelere dikkat ederse huzurlu bir yaşantı sürdürür ve diğer hayatına bir hazırlık yapar.

Sevgili Kızım öncelikle sana verilen varlık yani hayat bir bütündür. Burası ve ötesi birbiri ile iç içedir. Kalplerimizdeki sevgi, hürmet ve diğer tüm güzellikler bizlere inanan bir insan gibi yaşamaya yönlendirir. Sormuş olduğun soruya gelince…

Malik oğlu Enes  (r.a) Peygamber Efendimizden şu hadisi nakil ediyor:

-          Siz gönül rızası ile bana altı şeyi yapacağınıza söz verin, ben de size cennete gireceğinize dair söz vereyim: konuşurken yalan söylemeyin, vaadinizden caymayın, size bir şey emanet edilince ona hıyanet etmeyin. Ebu Hureyre benzer bir rivayette; namaz kılın, zekat verin, emanete riayet edin, zinadan sakının, helal yiyin ve kötü sözlerden uzak durun, diyor.

Biricik kızım hiç şüphesiz bu sözlerde yalan yoktur ve bu sözleri yerine getirenler de mağdur olmayacaktır. Allah hiçbir emeği zayi etmez. Ta ki bu işler sadece O’nun rızası için yapılsın. Gösterişten uzak, beklentiden uzak, yorulmaktan uzak olarak sadece ve sadece O’nun rızası için yapılsın. Eminim ki mevcut yaşantılarına bunları geçirenler hallerinden gayet memnundurlar ve kalpleri huzur içindedir. Onları dünyanın telaşlı işleri, tazyikatlı durumları, zor halleri etkilemez çünkü onlar bu esrarengiz hadiselerin arkasındaki hikmeti anlamaya çalışırlar. Evladım yavrucuğum sen de bu hadisleri oldukları gibi hayatına geçirmeye çalış. Başkalarının sözlerinin, yönlendirmelerinin ve muhtemel baskılarının altında kalma. Kendi hayatını kendin olarak yaşa. Doğrularının kaynağı Kur’an ve Sünneti Seniyye olsun. Konuşurken yalan söyleme, verdiğin sözleri yerine getir, emanetleri koru, zekâtını ver, namazını kıl, kötü sözlerden uzak dur.

Hayat sana verilen en güzel emanet onu layıkıyla yaşa,

Doğmadan önce hepimiz söz verdik ve inandık, o sözünü unutma,

Zekat senin üzerine bir farz. Hesabını iyi yap, verirken elin titremesin, unutma o senin hakkın değil onu hak sahiplerine dağıt.

Kötü söz kalbi karartır, dili bozar. Sana yakışmaz. Sen her daim tatlı dilli ol. Güzeli konuş, güzeli dinle.

Namaz senin en birinci vazifen. Kesinlikle aksatma.

Evladım dilerim Yüce Yaratıcı Seni, ülkemin tüm evlatlarını, tüm dünyanın Müslüman çocuklarını, kalpleri inançla atan tüm başka diyarların çocuklarını korusun. Muhafaza etsin. Doğru yollardan ayırmasın. Kendisine kul kabul etsin.

Gözlerinden öpüyorum,
Baban Turgay Urgur   

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...