7 Mayıs 2021 Cuma

Z kuşağı mı? İhmal mi?

 Z kuşağı etiketinin arkasına saklanmak doğru değil. İşin aslı insanları harfler ile bir birinden ayırmak hiç doğru değil. İnsanın V’si, Y’si, Z’si olmamalı.

(Bir de harf yokmuş gibi son harfleri seçmişler.)
Bilim, gelişmelerle birlikte insanların hayatlarına giren sorunlara da çözüm bulmayı öncelik edinmelidir diye düşünüyorum. Hatta muhtemel sorunları önceden düşünüp, daha soruna dönüşmeden kişileri bilgilendirmelidir.
Bugün; sorumsuzluk, davranış bozuklukları, tembellik, iletişim beceriksizliği ve sayabileceğimiz daha birçok olumsuzluk ‘Z’ kuşağı etiketi ile paravanlanıyor. 'Ne yapalım?' nesil böyle diye meşrulaştırılıyor. Dahası kabullenilip çözüm yolları ve sorunun asıl nedenleri gün yüzüne çıkarılmıyor.
Eğer bir şeyler eksikse veya yanlış ise bu kuşak özelliği değil ihmaldir.
Okulun, caminin, evin, sokağın yani insanın olduğu her yerin ihmalidir.
‘Bu türler böyle!’ demekten vazgeçelim ve bu ihmali görelim.
• * *
İHMALİMİZİ görelim!
Çalışkan olarak, kitap okuyarak, güzel konuşarak örnek olalım.
Aile üyelerimize nitelikli zaman ayıralım. Aklımızda türlü türlü işler varken kendimizi ‘ailemize zaman ayırıyoruz’ diye kandırmayalım.
Yani iş zamanı sadece işimizle, aile zamanı sadece ailemizle, ibadet zamanı sadece ibadetimizle uğraşmayı kendimize şiar edinelim.
• * *
Ortam hazırlamak önemlidir. Evin ortamı, okulun ortamı, caminin ortamı, sokağın ortamı, iş ortamı insanın bedenine ve de ruhuna hitap edebilmelidir.
Kişi bulunduğu yerde kendisini huzurlu hissedebilmeli ve ‘orada’ olmayı istemelidir. Ortamda yapılan her şey insanın gelişiminde bir yapı taşını oluşturur. Bundan dolayı ortamda konuşulan ve ortamda yapılan her hareket çok önemlidir.
* * *
İşte bu yüzden insan, Sultan Ahmet Camisinin avlusunda oturmayı sever.
Sade bir ev ortamına özenir.
Güzel muhabbetlerin olduğu yerden ayrılmak istemez.
Dar koridorlardan ferah bir bahçeye çıkmayı tercih eder.
Ne zaman çok darlansa gözünü mavi gökyüzüne diker.
Güneş batışında up uzun bir sahilde yürümeyi özler.
Babasıyla, annesiyle, kardeşleriyle yaptığı hoş sohbetleri yıllar geçse de yâd eder.
Saygı ve değer gördüğü bir iş ortamında üretkenliği artar.
Secdede, oruçta bulduğu huzuru dünyanın hiçbir zenginliğinde bulamaz.
• * *
Hasılı V-Y-Z kuşağı ve daha birçok uyduruk etiket algı yönetimin başka birer uzantılarıdır.
• * *
Sosyal medya takiplerimizi bırakalım ve sevdiklerimizi yüreğimizin, hayatlarımızın merkezine alalım.
Onlarla konuşalım. Çoğunluk itibariyle dinleyelim. Nezih ve sade ortamlar hazırlayalım.
Onlar bizim Z kuşağı diye sınıflandırılan çocuklarımız değil, onlar bize Allah’ın bu dünyadaki en güzel hediyelerinden birisi. Emaneti ihmal etmeyelim.
Onlarla dua edelim. Onlara dua edelim.
Ve bir gün biz onlardan ayrıldığımızda bizleri iyi anmalarını sağlamak için bugün elimizde ne fırsatlar varsa hepsini kullanalım.
Sünneti Seniyye ve Kurani pencerelerden bakmak gibi elmas hazineler varken zaman kaybetmeyelim.
Bir insana sadece helal ve haram anlatılsa hayatı doğru yaşamak için başka bir şeye ihtiyaç kalmaz. Helal ve haramı bilen nesiller kendilerini asla Z kuşağı olarak nitelendirmeyeceklerdir.
TURGAY URGUR

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...