4 Eylül 2010 Cumartesi

Düşünce 3

Düşünce ışıktan bir ok, hayal elinde bir yay. Düşünce gittiği yeri aydınlatır. Oralardan haber getirir sana. Düşünce bilinmeye kapı açar, anahtar ararsın. Bir kapı, önünde artan kapı sayıları. Çıkış ararsın, bazen bir an önce çıkmak, elindeki kitabı bitirmek. Hepsini kafana alıvermek, hatim etmek. Bilmek. Yeni bilmelere gebe olur. Erkeğide, dişiside sen olursun bu aşkın.

Tefekkürde beyin ruha teslim olur. Ruh elinden tutar onu, gezidirir. Taki çocuk yoruluncaya kadar. Artık dinleneyim deyinceye kadar. Dinlenme yine geri gelmedir. Uyanmadır. Uyanan çocuk bir başka açar gözlerini, enerji doludur. Bitince yine tefekküre sığınır. Kaldığı yerden gezmek ister.

Kitaplar genelde düşünceden yazar, tefekkür ise kişiye hastır. Onun kelimesi yoktur. Fotografı çekilmez. Yaşanır ve orada kalır.

Jungelda bir ileri gider düşünce adamı, bitiyor derken farklı bir yoldan geri döner. Sanırki başka bir yol buldu. Daha yolu var. Bitiremeyeceği bu yerde döner, gezer, öğrenir. Tefekkür eden yerçekiminden uzaklaşır, yükselir, 'jungel'ı da görür. İçindeki adamı da. 

"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190). Peygamber efendimiz tüm geçmiş ve gelecek günahları silinmiş olmasına rağmen Hz. Aişe validemizin nakliyle seccadesini çok saatler gözyaşları ile yıkamış ve uzun uzun kendisi Rabbimiz ile başbaşa kalmıştır.

Karar verilmeyen durumlarda insanın tefekkür ile karar vermesi ayrı bir usul yöntemi olarakta kullanılmıştır.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...