30 Ağustos 2015 Pazar

Şehit 3


Siyasiler gibi lafı eveleyip gevelemeye veya ülkede her olup bitenden sonra bir sürü siyasi malzeme çıkarmaya gerek yok.

Bu ülke için kanını ve canını verebilenler belli, Devletin her imkânıyla gayet rahat bir şekilde yaşayanlar belli. Ateşin düştüğü yürekler de belli, siyasi şov yapanlar da belli.  


Kürtler hem siyasi partileriyle, hem 7 Hazirandaki tavırlarıyla, hem PKK’ya kol-kanat germeleriyle tercilerini gayet net bir şekilde gösterdiler. Avanta devam etsin diyorlar. Biz yaktıkça, biz öldürdükçe, biz sessiz kaldıkça hep kazanacağız diyorlar. Şimdikilerin Çanakkale’de şehit olanlarla veya Kudüs’ü koruyanlarla ilgisi yok. Helal, haram algıları çok farklı.


Gün

İnançlarımızın önündeki mezhepsel, meşrepsel, cemaatsel etiketleri kaldırınca,
Siyasi taraftarlıkların hak ve adaleti gölgelemesine izin vermeyince,
Önce iş, önce üretkenlik, önce çalışkanlık değince,
Birbirimizin acılarına gerçekten ortak olunca,
Her türlü israfı bırakınca,
Tarih okuyup, edebiyat konuşup, felsefik düşününce,

Her şey daha güzel olacak…..

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Kimsin?

Ne kadar keder varsa yüreğime gömdün gittin,
Başında yas tutuyorum.
Albümlerde, mektuplarda, şiirlerde,
Seni arıyorum.
Biliyorum. Ölümcül bir hastalığa yakalandım.

Günah, nefret ve pişmanlık  saçıyorum.
Teselliyi ve çareyi kelimelerde arıyorum. 

23 Ağustos 2015 Pazar

Şehit 2

Şehit 2 / turgay urgur

Şehit yüz başımızın ağabeyi isyan ediyor: dün sonuna kadar çözüm diyenler şimdi neden sonuna kadar savaş istiyor diyor.

Katılıyorum. Sevgili dostlar, öz eleştiri yapmak için illa ki kendi yakınımızın şehit olması gerekmiyor. Ak partinin yanlışlarını, doğrularını, artı ve eksilerini hep makul bir şekilde eleştirmeye ve değerlendirmeye çalıştım.

7 Hazirandan sonra Ak partililerin tek gündeminin terör olması gerekiyor. Açılım demek askeri, polisimizi ve vatandaşımızı mağdur etmemek olmalıydı. 13 yıl PKK’ya yaramış.

Peki, bundan sonra ne olacak? Ak partinin 13 yıllık pratikleri şunu gösterdi. Tabandan gelen şikâyet ve istekler diğer partilerde de aynen olduğu gibi yukarıya ulaşmıyor veya ulaşsa da her hangi bir şey ifade etmiyor.

İfade etseydi, temayül denilen bir şey olurdu. Büyükşehir yasası adam-akıllı irdelenirdi. Milli eğitim 3 dönemde birçok farklı uygulamayla yola çıkmazdı. Son müdür, müdür yardımcısı atamaları hakkaniyetle olurdu. Bir zamanlar Chp’lilerin yaptığı yanlışları Ak parti yapmazdı. Velhasıl-ı kelam, iyi işler kadar bir o kadar da yanlışlar var. Ve ister siz Ak partili, ister AKP’li değin birilerinin bu yanlışları dinlemesi, konuşması ve yazması gerekiyor. Neden gerekiyor? Çünkü vatandaşlık mesuliyeti ve sorumluluğu bunu partizanlığımızın önüne koyuyor.

(Şimdi burada İlçe yönetimlerinin sadece hastanelere taşeron (geçici) işçi yerleştirmeye yaradıklarını, fotoğraf-açılış siyaseti yaptıklarını, vekillerin resimlerinin yanında fotoğraf çektirmekle avundukları belirtmemize gerek yok. Konumuz da zaten terör ve Ak partinin hükümet olma sorumluluğuydu.)  

Ak parti düşüncesinin tek gündemi terör olmalı. İç güvenlik PKK’nın inisiyatifine bırakılmamalıdır. Yani; yarın PKK ateş kes ilan etse bile AK parti bu işi söylediği gibi dondurucuya falan koymamalıdır. Bu hatayı birkaç defa yaptı. Bedelini ağır ödedik. Ben bunu bilir, bunu söylerim.



Turgay urgur

21 Ağustos 2015 Cuma

Şehit

Ey kıymeti ukbada saklı, ey en cesurumuz, ey en masumumuz….


Ardında veballi bir emanet bıraktın. Ki! bu emanet bir türlü sahiplerini bulamadı. Senin gidişini, senin neden ateşe atıldığını henüz bilen çıkmadı. Bundan dolayı bu sürünceme, bu sefillik ve bu rezillik hep süregeldi. Sen ve senin gibileri bu insanlar anlasaydı(k-m) şu an evlatlar babasız kalmaz, itler azmazdı. 

turgay urgur

8 Ağustos 2015 Cumartesi

Çuvaldız 5

Hayatın gerçekleri teorileri bitirir. Son aylardaki menfur terör saldırıları karşısında mutlaka tüm Türk vatandaşlarının gözünü açması gerekiyor. AK parti, CHP ve MHP seçmenlerinin milli güvenlik konularında radikalleşmesi elzem oldu. Yoldan, hastaneden, akıllı tahtadan evvel önceliğimiz; ülkemizin iç ve dış güvenliği olmalıdır.

Terör yanlısı partinin son yıllarda büyümesinde Ak partinin verdiği tavizler etkili oldu. Ak parti hdp ile yakın olduğu kadar MHP ile yakın olsaydı bugün bu yaşadıklarımızı muhtemelen yaşamazdık. Seçimden sonra hdp’nin şirinliklerine devam edeceğine inanmak tam manasıyla çocukçaydı. Tüm medyada maalesef Türkiye’deki terörün varlığı meşru bir zemine oturtulmaya ve hukuki gerekçelere yaslandırılmaya çalışıldı. Sağ medya da fazlasıyla bu yalana inandı. 13 yıl sonra gördük ki barışı sadece Türk vatandaşları istiyormuş. Ben son şehit olaylarından sonra, doğuda terör yanlısı partiye oy verenlerden herhangi bir pişmanlık falan duymadım. Belediyeleri, gazetecileri, vekilleri olarak gayet durumdan memnunlar. Karakterlerinin gereğini yapıyorlar ve daha da yapacaklar. Yani, dış güçlerden ve bazı iç güçlerden kendilerine destek geldikçe umutlanacaklar. Bölünme talebinde bulunacaklar. İşte bu yüzden sözümü yineliyorum. Türk seçmeninin (tüm partileri kapsıyor) Milli güvenlik konusunda radikalleşmesi gerekiyor. Ekonomik ve siyasi tavizlere değil yaptırımlara ihtiyacımız var.

Milli kardeşlikmiş, çözüm süreciymiş, 100 yıllık hesaplaşmaymış falan hepsi de teoriden ibaret(ti). Siyasi yönetimler kendi elleriyle düşmanı güçlendirdiler. Psikolojik, ekonomik ve siyasi olarak gelişmelerine neden oldular.  

Okuldaki dersin, camideki hutbenin, şehirdeki billbordun bile gündemi Milli güvenlik olmalıdır. ‘Düşman kimdir?’ herkese anlatılmalıdır. Ta ki terör ve terörist tamamen bitene kadar da bu Milli şuurlanma devam ettirilmelidir.

Çözüm uykusundan uyanmanın zamanı geçmek üzere. Hiçbir güçlü Devlet teröriste taviz vermez. Bu bağlamda en fazla öz-eleştiri Ak parti yönetimlerine düşüyor. Bazı cemaatçi görünen yapıların bile hdp’ye oy istediği ve verdiği bir zamanda vatansever kişiler kimlerle oturup kalktıklarına iyi bakmalıdır.


Turgay URGUR

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...