29 Haziran 2015 Pazartesi

İslamcılığı bitirenler

Yaklaşık 4-5 yıl önceydi. Zaman gazetesi yazarları durduk yere ‘İslamcılığın bittiği’ üzerine bir köşe yazısı serisi başlattılar. Ali bulaç, mümtaz türköne arasında başlayan münazara yaklaşık 1 ay sürdü. Sona doğru yaklaşınca ikisinden birisi lafı nasıl olduysa Bediüzzaman’a getirince ali ünal isimli başka bir yazarları da konuya müdahil oldu. Bediüzzamanı savunur göründü. En son noktayı ise ‘baktı gördü iş kontrol çıktı’ dumanlı koydu. Dedi ki: bizim gazete öyle demokratiktir ki her türlü zırvaya müsaade edilir babından ahkâm kesti. Zaten ondan sonrada konuyu açan olmadı. Ayıp kısmen de olsa idrak edildi.

Bir iki gün önce  benzer zırvayı yine başlatmışlar. Ali bey işin teorisini, mümtaz bey akademisini, dumanli ise otoritesini döşüyor. Neden mi? Kim bilir?

Gerçekten nedendir ki?

Madem gazete bir cemaat gazetesidir,  İslamcılığın bitmesine veya teorisine neden takılıyor ki?
Kendilerini hiç mi İslamcı görmüyorlar? Veya onların işleyişlerine hizmet eden İslamcılık modeli nasıl bir şeydir?

Madem bu işe (İslamcılığın bitmesine) bu kadar meraklılar kendi İslami düşüncelerini neden net bir şekilde anlatmıyorlar.

Mübarek Ramazan gününde bu basit polemiğin bir parçası olmak istemezdim. Lakin insanlara şunu anlatmakta fayda var. Lütfen…. bir düşüncenin arkasından gidiyorsanız, o düşüncenin gazetesini bi zahmet okuyun.  


Muhtemelen arkadaşların canı sıkılıyor. Boş iş kardeşim, bunlar boş iş. İslamcılığın bitmesine sevinmeyin. AB veya ABD size bu işin sonunda madalya taksa bile bunlar boş iş. 

27 Haziran 2015 Cumartesi

NEŞVÜNEMA 2


İman hayatı doğru okumakla ilgilidir. Bu dünya Rahman’ı anma yeridir. Bu dünya bir eğitim merkezidir. Diriliş ve ölümler devir teslim mahiyetlerindedirler. Kişi bu bağlamda dünyada bir ahiret işçisidir. Yapılan işin ve görülen vazifenin mükâfatı sonsuz bir hayatta verilecektir.

Dünyayı bu şekilde algılamayanlar onu sıkıcı, kasvetli ve boş görürler. Nereye baksalar şikayetler ve eyvahlar duyarlar.
·            *    *
Bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyaçlar karşısında insanın elindekiler pek azdır. Sorunlar karşısında da insanın iradesi zayıftır. Bazı sorunlara karşı insanın elinden hiçbir şey gelmemektedir.

Durum böyle iken insanın yardımına; ibadet, tevekkül ve teslimiyet koşar. Ruh böyle huzur bulur, beden böyle dinlenir.

Yolun sonu her türlü insan için aynı olduğu aşikardır. Hayat süreleri ortalama bir birlerinin yakınıdır. Bakara suresinde geçtiği gibi ‘Ey insanlar Rabbinize ibadet edin’ seçeneğini tercih edenler Allah’ın izniyle finali başarıyla tamamlayacaklardır.

Turgay URGUR  


26 Haziran 2015 Cuma

NEŞVÜNEMA 1


Bir birimizi yeterince dinledik. Artık zaman Kitab’ı dinleme zamanıdır. Beyhude boşa yorulduk. Artık zaman Kitab’ı dinleme zamanıdır.

Bismillah ile başlanan işlerin ulaştığı nokta beşer iradesinin fevkindedir.

Fikir, zikir ve şükür kişisel tekemmülün en basit ve insani yöntemleridir. Ki… sadece dünya saadetine değil ebedi bir hayatın kazanılmasına neden olurlar. Çünkü her üçü de ayetler ile insanlığa gelmiştir. Beşerin dünya imtihanı, mücadelesi ve başarısı için olmazda olmazlardır. NLP’nin süper insan zırvaları bu üç dinamiğin yanında hiç kalır.

Sağlam bir irade, sarsılmaz bir dimağ arayan şahıs hayattaki Birlik şuurunu anlamaya çalışarak işe başlayabilir. Kainattaki yardımlaşma, dayanışma ve kucaklaşma insanı O’na götürecektir. İnsana ancak O’na giden yoldaki emek mutmain eder.

Ardından hemen insan arzın yaratılmışlarındaki benzerliğe, uygunluğa ve düzene bakmalıdır. Baktığı zaman hepsinde yüce yaratıcının mührünü görecektir.

Sonra insan kendi mahiyetindeki özelliklere bakacak. Kendisine baktığında rahmeti görecek.


Cenab-ı Hakkın bütün kainatta birden tecelli eden, görünen birliği vahidiyettir. Ehadiyyet ise her bir şeyde tecelli eden birliğidir. Yani biz O’nun vahidiyetini her bir yaratılmışta görürüz. Marifet odur ki… görmek için gözleri açık tutmaktır. İşte bu gerçek motivasyon ve enerjidir. Ağaçta, çiçekte, insanda, güneşte ve tüm varlıkta O’nun vahidiyetini görmek ve ehadiyeti idrak için mücadele etmektir. Gerisinin boş olduğunu anlamak için her bireyin kendi mazisine bakmasına yeterlidir. Ne gördünüz? 

Turgau URGUR

KAÇAK


Benliğim mahcup,
Suçlu,
Kişilikten kaçak.
Ruhum idama mahkum,
Suçlu,
Özgürlükten kaçak.
Diller günahkar,
Suçlu,
Sözden kaçak.
Bedenim yorgun,
Suçlu,
Yaşamaktan kaçak.  

Turgay URGUR

Sil gitsin!


Yazamadığın mektupları,
Mazinin duvarındaki izleri,
Gözündeki sahte yaşları,
Sil gitsin.
Yalandan gülüşleri,
Bu masalın mutlu sonunu,
Diline yakışmayan sözleri,
Sil gitsin.
Hiç bitmeyen oyunlarını,
Geçmiş hatıralarını,
Üç kağıt hayallerini,

Sil gitsin. 

Cotonuma


Zamana diz çökert,
Geceye söz geçir,
Yılları hizaya getir,
Ölüme dur de! Ve gel…..
Gel ki!
Seni kaybetmekten,
Sensiz ölmekten,
Seninle yaşamaktan,
Korkamayayım.
Teselli ol! Ve gel….
Gel ki!
Yeniden dirileyim,
Güleyim,
Seveyim,
Mutluluğu bileyim.



23 Haziran 2015 Salı

oruç

Oruç tuttuk,
Aşka tutulduk.
Hak istedi,
Yaşama tutunduk.
Beden ruhu tutsak etmişken,
Hak istedi,

Aşka tutuştuk. 

AŞK ORUCU


Ben: Aşk orucu nedir?
Benlik: Sahur vakti 16’lı veya 18’li yaşlar, iftarı ise son nefes olan yaşam orucudur.  
İnsanın kendisini bilmesiyle başlar. Nefsin arzularına ve düşüncenin pervasızlıklarına karşı gösterilen büyük bir sabırdır.  
Her türlü sıkıntıyı sineye çekmektir. Susmak, sessiz kalmak, ama doğruluk ve Hak adına çalışmaya devam etmektir.
Aşk orucunu tutan ibadetten ve hayırdan taviz vermez. Kendine ait prensipleri vardır.
Ara ara dinlenir, soluklanır, uyur ama malayani işlerle orucunu bozmaz. Helal ve haram konusunda büyük itina gösterir.
Dünyanın öksüz ve yetimlerine dua eder,  onlara bir nebze fayda sağlamak için bir şeyler yapmaya çalışır.
İnsanlara faydalı olmak, yorulduğunu bilmemektir.
Yaşlanırken orucu açmaya yaklaşmanın sevincini yaşamaktır.
Gün gelir…….Hani iftar vaktinde hissedilen ‘vazifenin yapılmasının verdiği’ tat var ya aynen o huzur ile oruç açılır. Fakir, zengin aynı toprakla kucaklaşır. Hepsi de Aşk’a açtır. Yine de o sesi beklerler. ‘Gel!’ sesini beklerler. Bedenlerinde Ramazan dinginliği vardır. İftara yaklaşılan her adım geride günahları, hataları bırakır. Bırakır ve insanı arındırır. Dudaklar kurur, kurumak nedir öğrenir. Bakışlar ufka değil yere bakar, rükuya varır, eğilir. Konuşmak boş gelir. Nefes son bir şehadet için çekilir.    Hani iftar vaktinde hissedilen ‘vazifenin yapılmasının verdiği’ tat var ya aynen o huzur ile oruç açılır.
EY DOST!
Dünyada oruca geldik. Sanma ki bu dünya eğlence, yeme, içme sofrasıdır. Bilene bu dünya baştan sona bir sabır hanesidir. Şükür kapısıdır.
30 gün değil her gün ve bir ömür şuur tutmaktır, dil yutmaktır, el açıklığı, gönül dostluğudur. Kalp kırmamak, hak yememek, had bilmektir.
Gün gelir….. Aşk orucunu tutan HAKKA doyar. Bayram eder. Bayramda Sevgiliyle hasbihal eder.
HAYIRLI RAMAZANLAR,

TURGAY URGUR 

9 Haziran 2015 Salı

Seçim

Bir ülkenin geleceğini düşünmek ayrıdır, sadece meclise girmek için siyaset yapmak ayrıdır. %13 veya %16’yı başarı görmek ayrıdır, sadece bu ülkenin insanları için değil tüm İslam alemi için kaygılanmak ayrıdır. Milletin yardım, zekat ve hayırlarıyla kurumlar oluşturup bunu sonradan Türkiye’ye doğru silah, tehdit, kumpas olarak yöneltmek ayrıdır; vatandaş gibi vergini ödeyip her halükarda vatan, millet ve bayrak sevgisinden vazgeçmemek ayrıdır.

Ak partinin son 13 yılda yapmış olduğu siyasetteki yanlışları her zaman dile getirmeye çalıştım. Popüler siyaset, fotoğraf siyaseti, açılış siyaseti yapılıyor dedik. Hakan Şükür gibi alakasız adamlarla siyaset yapılmaması gerektiğini belirttik. Sosyal adalet, israf, eşit dağılım, modernizasyon konularındaki kaygılarımızı elimizden geldiği kadar hem söyledim hem de yazdım. Ak partili arkadaşlarımız bu eleştirilerimizi bazen sert buldu, bazen kabul etti. Velhasılı kelam, hiçbir zaman Ak partiyi insanüstü tutmadık.

Ki.. Herkesin de bildiği ve gördüğü üzere son 13 yılda çok güzel işler de yapıldı. Türkiye ilerledi, huzura kavuştu. Yapılan yollar, havalimanları, hastaneler sağcısı, solcusu, Türkü, Kürdü herkese hizmet etti. Bugün AK partiye söven cemaat içindeki başörtülü kardeşim de, Diyarbakır’da oğlu dağda terörist olan Kürt de AK partinin gerçekleştirdiği icraatlardan fayda gördü.  

Lakin, AK partinin yanlışlarının ‘iş memleket meselesine’ gelince mantığımızın önüne geçmesine izin vermedik. Devletin bekası için, en hakkaniyetli, en mantıklı, en az zararın olduğu tercih ne ise onun arkasından gittik. Gittim. Bir de ne göreyim. Benim gibi düşünen bu ülkede %40 daha varmış. Galip çıktık ama üzgünüz. Meclis aritmetiği %40 oy alan bir partiyi tek başına iktidar yapmıyor. Yaşasın ‘Hükümet kurulamıyor(!)’ diyenlere diyoruz ki! Allah bu Milletin birliğini, dirliğini bozmasın. İnşaallah en kısa zamanda ülkesini seven insanları baş tacı etsin.

turgay urgur
  

Ne gariptir ki %40’a üzülüp, %az’a sevinen bir ülkede yaşıyoruz. 

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...