26 Şubat 2013 Salı

Sarhoş


Hey dost ! Hey saki !

Bana içinde hüzün, kahır, nefret olan bir şiir yazsana,

Geceden sabaha kadar okuyayım. Hiç bıkmadan defalarca, yıllarca okuyayım.

Her okuyuşta kendimi bulayım, kendimden geçeyim.

Geçmişte boğulayım, tükeneyim.

Herkese küseyim, kimseyle konuşmayayım,

Kimseye görünmeyeyim.

Sokaklar unutsun beni,

“Yok!” “Burada yaşamıyor” desinler.

“Bilmiyoruz” desinler.

 

Hey dost ! Hey saki !

Bana içinde hüzün, kahır, nerfet olan bir şiir yazsana,

Dertlerime dert katayım. Yaşamaktan vazgeçeyim.

Her okuyuşta daha da kızıp, herkesi yanımdan kovayım.

Bağırıp, çağırıp aynaları kırayım.

Ellerim kan içinde, bir duvara yaslanıp ağlayayım.

Uykular terk etsin beni,

“Delirdi” “Yalnız bırakın” desinler.

“Eskiden beri böyleydi” desinler.

Turgay Urgur

  

22 Şubat 2013 Cuma

GEL


Gece pusarken,
Kimse yokken,
Gel.


Kimseyi istemedim,
Kimseye gülmedim,
Sadece sen gel.


Kapılarım açık,
Uykularım kaçık,
Bekletme artık gel.
Kahretme artık gel.


Bir çay içmeye,
İki çift söze,
Vakitsiz gel.
Er geç fark etmez ama gel.


Üstüne başına bakmadan,
Telaşa kapılmadan,
İsteyerek gel.
Gitmeyeceksen gel.


Turgay Urgur

15 Şubat 2013 Cuma

SEN GİDERKEN



Işıklar çekiliyor ve zifiri karanlık çöküyor,

Şehirdeki dinginlik yerini çöl fırtınalarına bırakıyor.

Bahar gidiyor ve hazan geliyor,

Göçmen kuşlar göç değil terk ediyor.

t.URGUR

12 Şubat 2013 Salı

Barış istiyorum.(!) mu?


Barış istiyorum. Ben de istiyorum. Kim istemez ki?

Bir çocuğun eline bomba verip sonrada emniyete saldırmasını isteyenlerle mi olacak? Bu barış(!) Elinde patladı ve öldü.(malum)

Tık var mı? Yok. Ama “barış istiyorum” var. Üzülen, yazan, çizen var mı? Yok. Çünkü süreç baltalanır.

Sen çalış, vergini öde, askerliğini yap, elektiriğini- suyunu öde, dürüst ol. Diğeri yaksın, yıksın olmadı öldürsün. Yurdu, okulu ateşe versin. Camiye giden imamı öldürsün, öğretmeni dağa kaldırsın. Üstüne bir de olmadı tazminat alsın.

Adalet var mı? Yok. Ama “barış istiyorum” var. Sıkılan, eleştiren, kızan var mı? Yok. Çünkü bedava dağıtım var.

İstanbul’da konsoloslukta canlı bomba eyleminde bir polis şehit olsun, bir gazetecimiz gözünü kaybetsin.  

Hatırlayan var mı? Yok. Ama “barış istiyorum” var. Yarın benim başıma gelir diyen var mı? O da yok. Çünkü ‘biz yokuz ki’. ‘Ben’ var bir de ‘o’ var.  

·         *  *

Çocuğun eline bombayı veren terörist. İçerden veya dışardan veya çok duyduğumuz “barış istemeyenlerden’ her NE ise! Ölen Türk veya Kürt veya Laz veya Çerkez ama sonuçta İNSAN. Şimdi ben merak ediyorum bu barış kim ile kim arasında olacak?

T.urgur

11 Şubat 2013 Pazartesi

BİRGÜN




Bir gün insanları değil düşünceleri konuşur olacağız. 

Ne televizyonun sesinde olacak kulaklar ne de telefonların tuşlarında parmaklar.

Gözler gözlerde olacak.

Sözler karşılık bulacak. 

Mekan, zaman ve eşyalar kulak kesilecek.

İrfan, ilim konuşacağız. HAK’kı anacağız.

Süzülen yaşımızı sileceğiz.

Şehitlerimizi hatırlayacağız.

Bedri, Çanakkale’yi, Hocalıyı konuşacağız.

Resule(sav) Selamlar sunacağız.

Ağlayacağız. Ağlayacağız.

·            *      *

Tutun elimden,

HAK’ka götürün.

Düşerim, şaşarım, yanılırım.

Beni de götürün.

·              *     *

Yetimin elinden tutacağız,

Doğruyu konuşup, doğru tartacağız.

Sözümüzü hatırlayıp, iyilik yapacağız.

İyiliği anlatıp, kötülükten sakınacağız.

·            *       *

Süslü sözlerle değil, kahkahalarla değil,

Tebessümle, edeple anacağız.

Hüzünle doğrulup,

Hasretle yanacağız.

T.URGUR

10 Şubat 2013 Pazar

DÜŞÜNCE


Düşünce

Sevgiye, muhabbette zaman ayırmak tek kelimeyle harika bir duygu. Kendimizi dinleyeceğimiz dakikalarımız olmalıdır. Kitabı dinleyeceğimiz, O’ndan birkaç sayfa okuyacağımız ve O’nu düşüneceğimiz vakitlerimiz olmalıdır. Çünkü gerisi boş, hem de çok boş. İnsan olduğu noktayı, yarın başına ne geleceğini O’nda görüyor. Ümit ve korku arasında durması gereken yeri O’ndan öğreniyor.

·                 *                *

 Yarın ülkem için, İslam alemi için huzurlu bir gün olsun. Çocuklar mutlu, anneler mutlu olsun. Babalar başımızdan eksik olmasın. Kardeşlik ve samimiyet tüm vatanı sarsın. Nöbet tutan askerimiz güçlü, idarecilerimiz dirayetli olsun.

Turgay Urgur

UYKU


UYKU

Köy evinde uyumak istiyorum.

Ocakta ateş kendinden geçsin.

Sadece yattığım yer ılık, diğer odalar soğuk olsun.

Toprak duvar üşürken, ağır yün battaniye beni bastırsın.

 

Ne bir korna sesi ne de su şırıltısı duyayım,

Olursa bir çoban köpeğinin havlamaları köyü sarsın.

Tüm sokak kararsın, ay şavkısın.

Göz gözü görmesin, yıldızlar geceye kansın.

Turgay Urgur

 

8 Şubat 2013 Cuma

İNSAN 4


İNSAN 4

İnsan gündüz ve gece farklı olur,

Büyürken ve çocukken,

Yükselirken ve düşerken.

 

İnsan sağlıklı ve hasta iken farklı olur,

Zengin ve fakir iken,

Alır ve satarken.

 

İnsan yaşar ve ölürken farklı olur,

Aç ve tok iken,

Genç ve yaşlı iken.

 

İnsan isterken ve verirken farklı olur,

Geldiğinde ve giderken,

Eğilirken ve doğrulurken.

 

İnsan ağlarken ve gülerken farklı olur,

Yalnızken ve değilken,

Severken ve sevilirken.

 

İnsan çalışırken ve çalıştırırken farklı olur,

Hakkını ararken ve hak verirken,

Toplarken ve dağıtırken.

 

T.urgur

7 Şubat 2013 Perşembe

Dündem


DÜNDEM

Sevgili dostlar son zamanlarda Nasser Al Katami diye bir Kabe imamını itinayla tavsiye ediyorum, malumatınız üzere. Ben tesadüf dinlerken bana rast gelmişti. Çok hoş bir okuyuşu var. Aynı zamanda Türkçe mealleri de okunaklı bir şekilde takip edebiliyorsunuz. Kendim elimden geldiği kadar dinliyorum ve sevgili dostlarıma tavsiye ediyorum. Faydasını çok görüyorum. Zamanınız olursa bir göz atmanız iyi olur diye düşünüyorum.

·            *    *

Şubat ayı şiir için harika bir aydır demiştim. Sandukçanın Kilidi isimli şiirim benim için çok değerlidir. 3 seriden oluşuyor. Geçen senelerde 2. kaybetmiştim. Dün gece ikinci bölümü yine yazdım. Önceki yazdığımdan farklı oldu ama zaman kelimeleri de yaşlandırmış diye kanaat ettim. Siz dostlarımla bu yazıları paylaşmak tek kelimeyle büyük onur.  Yorumlarınızı beni canlı tutacaktır.

·          *     *

Sosyal paylaşım sitelerinde kişiler belirli bir başlık altında yorumlarını yazsalar bence harika bir kazanç olur. Yorumlar uzayıp gitse ve seviyeli bir formatta insanlar düşünceleri bir diğerlerine aktarsalar güzel olur sanırım. Yoksa iş kendi kendimize konuşmaktan öteye geçmiyor. Ne dersiniz?

·           *     *

Urgurlar Arçelik iş yerimizin şubat ayı reklamlarını paylaşan tüm dostlarıma teşekkür ederim. Çok sevindim.

·           *    *   

Günleriniz huzurlu, vatanımız bir olsun. Bir birinize güzel sözler söylemek için bahaneler bulun. Eski dostlarınızın hatırlarını da ara sıra sormayı unutmayın. Hayat sevginizi hissedince güzel.

·           *    *

İkinci dönem için izin aldım. Öğrencilerimi çok özleyeceğim. Onları çok seviyorum.

Muhabbetle, Turgay Urgur.

6 Şubat 2013 Çarşamba

SANDUKÇANIN KİLİDİ 3


Senin önüne geçmek ve sana dur demek,

Zamanın önüne geçmek gibi imkansızdır bilirim.

Ve ben yıllarca senin önüne geçip, sana dur deyip,

Zamanı durduğumu sandım bilirsin.

Turgay urgur

(Devamı yüreğimde)

SANDUKÇANIN KİLİDİ 2


 

Bayılmışım.

Kendime geldiğim zaman ile düştüğüm zamanın arası hiç yoktu,

Önce kapının anahtarına baktım,

Kimse yanıma gelmemeliydi,

Ama kimse.

Bu zavallı halimi görmemeliydi.

 

Duvardaki saate, karşımdaki resme baktım,

Örtü de yere düşmüştü.

Ellerim titriyordu,

Çaresizlik her yanımı sarmıştı.

 

İlk olarak sandukçaya uzandım,

Bozuk olan kilit kırılmış,

Yerinden çıkmıştı.

Onu bir kenara koydum.

Her gece dokunduğum gibi kapağına yine dokundum,

“Olamaz! İyiydim ben böyle, olamaz.” dedim.

Kimse duymadı,

Ama kimse.

 

Hüzün, nefret, özlem, kin ve aşk;

Hepsi bir yerde nasıl olur anne!

Bu ne zalim çelişki!

Tükendiğim yetmedi mi?

Bu ne ıstırap anne?

 

Yıllarca avunuyordum, avutuyordum kendimi.

Ya şimdi!

 

O ilk gün gözümün önüne geldi.

Dün gibi. Aynı heyecan, aynı umut yüreğime geldi.

Anne duy ne olursun….

 Korktuğum ne varsa hep başıma geldi.

Nasıl unutabilirim ki? “O ilk zarfı.”

Ve 7 yıl 365 günün her günü yazılmış,

Hepsi şimdi benimle yerdeydi.

Aralarında resimlerin, kuru yapraklar,

Nazar boncukların yerdeydi.

 

Çocukça elim gitti.

Usulca.

Açtım. O ilk zarfı.

 

Okudum. Yüreğim titredi.
(devam edecek)
T.urgur

Sevgi neydi?


Sevgi neydi?

Sevgi dediğin şey insanın kendi kendisine konuşmaları ve hayaller kurmasıdır. İnsanların içinde sevgi olduğu kadar nefret, vefasızlık, unutkanlık da vardır. Birbirlerini gün olur sıfırlarlar. Bir bakmışsın bazen birisi(bir duygu) ön plana çıkmış bazen diğerleri. Çoğu duyguda olduğu gibi sevgide de bencillik önemlidir. Yani kişinin sevgi duygusu ihtiyacı olduğu zamanlarda değerlidir. Karşıdaki kişinin ihtiyacının herhangi bir önemi yoktur. Bu nedenlerle insanlar sevgiyi veya aşkı tanımlayamadılar. İşi ilahi sevgiye bağlamak da bazen bir kaçış çoğu zaman ise kolaycılık olarak tercih edildi. “Yaratılanı sev, Yaradan da ötürü” anlaşılmayan, anlaşılmadığı için de yaşanmayan bir felsefe olarak tartışılageldi.

Sevginin insanlar arasında pratiği olsaydı. İnsanlar bugün farklı konuları yazarlar, memnuniyetlerini dile getirirler ve mutlu olurlardı. Sanal ortamlarda basit basit arayışlar içinde olmazlar, gerçek muhabbetleri paylaşırlardı. Siz bunu ister iki karşı cins arasında, ister aile ortamlarında, isterseniz toplumun genelinde değerlendirin sonuç çok farklı olmayacaktır. Sevginin pratiği olsaydı insanlar birbirlerine zaman ayırırlar, buluşmak için fırsatlar ararlardı. Lakin bunun yerine bu gün insanlar arasında sadece ve sadece kaçış vardır. Eşlerin farklı mekanlara, alış veriş merkezlerine, spor alanlarına kaçışları bundandır. Kendi içlerine kaçışları, daha az konuşmaları bundandır.

Son tahlilde, neler yapılırsa sevgi kazanılır muhabbetine girmeyeceğim. Kepekli yufkayı, köy yumurtasını, hormonsuz domatesi yitirdiğimiz gibiyi sevgiyi de bitirdik. Sevgililer gününde alınan çiçekler, kırmızı ambalajlı hediyeler, kopyala-yapıştır mesajlar ‘sevgiyi’ değil tüketim duygusunu hatırlatacak.

Sevgiyle kalın henüz siz de yitirmediyseniz!

Turgay Urgur  

5 Şubat 2013 Salı

KAÇ



Ruhundan kaçabiliyorsan,

Geçmişinden, bu şehirden kaçabiliyorsan,

Benden de kaç.

 

Vefadan, acıdan,

Aşktan kaçabiliyorsan,

Benden de kaç.

 

Kaç ve kurtul.

Yeniden doğ, yeniden sev,

Aşık ol.

 

Kaç ve kurtul.

Unut, sil geçmişi,

Mutlu ol.

 

Turgay Urgur

4 Şubat 2013 Pazartesi

EVDE 3


Bir ev dolusu yalnızlık,

Beni bekliyor.

Kabre yürür gibi çıktığım merdivenler,

Üstümü gelen duvarlar,

Sığındığım köşeler,

Beni bekliyor.

Kararan sokak nöbet tutuyor,

Tüm sesler benden kaçıyor,

Saatin tik takları ve soğuyan odam,

Beni bekliyor.

 

Bunlar ne ki?

Çığlık çığlığa geçmişim,

Ellerimin arasında başım,

Dizlerimi kendime çekişim,

Karşımda “hayalin”,

Beni bekliyor.

 

İçimde kopan sessiz fırtınalar,

Kimseye haykıramadığım isyanım,

Avucuma dökülen gözyaşlarım,

Beni bekliyor.

 

Bir ev dolusu yalnızlık,

Beni bekliyor.

 

Turgay Urgur

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...