30 Mayıs 2013 Perşembe

Sen



Şu şehrin ışıkları var ya,

Onlar kadar bile olmadın sen.

Bir gece benimle duramadın,

Kör karanlık bile olamadın sen.

 

Hayalin bir türlü uyutmazken,

Düşünce ruhumu kemirirken,

Gözlerim artık isyan ederken,

Bir damla yaş bile olamadın sen.

 

Başkaları beni avuturken,

Kimisi acır, kimisi gülerken,

Sayılı günler beni oyalarken,

Ufacık bir teselli bile olamadın sen.

 

Beni boş ver, kendine ağla,

Boşuna bir suçlu aramaya kalkışma,

Cesaretin malum ortada işte,

Son günümde yanımda bile olamadın sen.

 

Turgay urgur

28 Mayıs 2013 Salı

? şiiri

Gecenin tenhasında,
Herkes uyumuş. Şiir yazmak zor iş.
Günün fasa fiso işlerini aklından çıkaracaksın.
Parayı, arabayı, ‘kimin ne dediğini’ unutacaksın.
Uzun uzun kafiyeli söylenmemiş cümleler bulacaksın,
Olmadı sileceksin. Olmadı yırtacaksın.
Değmez. Bu saatte hiç değmez.
·             *       * 
?
İçimi yedin,
Bir köşeye attın,
Kimsin sen?
Kendini ne sanıyorsun?
Nesin sen?
Yolun yarısı bitmiş,
Ne fark eder?
Ha günahın olmuşsun ha sevabım,
İş işten geçmiş,
Bundan sonra çıkıp gelsen,
Ne fark eder?
Geriye dönüp bir bak!
En güzel hatıran neydi?
Bana da bir hatırlat!
Görsen tanımazdan gelirsin,
Utanmasan yabancı dersin,
Madem öyle;
İçimden de çıkıp gitmeyi,
Neden hiç düşünmezsin?
Hadi tamam anladık,
Onu, bunu, şunu geçtik de,
Zararı yok,
Bir ömür verdik diyelim ve nihayet kurtulduk da,
Yarın öldüğümde,
Acaba ne dersin?


 Turgay Urgur

26 Mayıs 2013 Pazar

Ve insan ölür


 

Nereden geldiğini unuttu. Tüm dostlarını birer birer yitirdi. Yürümesi, konuşması, hareketleri değişti. Gücü bir sopa olarak kullanmaya çalıştı. Her şeyini harcamayı kendisine yeni bir kimlik olarak edindi. Kendisinden zayıflara zulüm etti. Kendisinden güçlülerin her dediğini yaptı. Haksızlık karşısında sustu. İmkanı yokken dilenmişti, imkanı varken vermedi. Okumadan bildiğini sandı, çok konuştuğunda ve sesini yükselttiğinde haklı olduğunu düşündü. Dinler gibi göründü. Alay etti. Küçük düşürdü. Başkalarının ayıbını ifşa etti. Fitne ve fesat bulaştırdı. Merhamet dileyeni af etmedi. Her şeyin üstesinden gelebileceğini sandı. “Ben yaptım” dedi. Hileyi kendisine usul edindi. Haramdır, yasaktır, günahtır demedi. İçi ve dışı farklı göründü. Ona destek olanlara sırt çevirdi. Dostları zora düştüğünde görmezden geldi. Saygıyı ve sevgiyi yitirdi. Kötü konuştu, hak yedi. Kendi insanlığını kendisi öldürdü.       

turgay urgur 

dost-düşman



 

Doğruları söylemek ve hatta yazmak insana birçok yeni düşman kazandırır.

Ama üzülmeyin! Siz doğruları yazıyorsunuz veya bir konuda fikrinizi söylüyorsunuz diye sizden ayrılanlar sizinle dost olamamış fakat dost gibi görünenlerdir.

Doğruyu söyleyeni dokuz köyden bu yüzden kovarlar.

Dostun söylediği acıdır yaaa malumunuz. İşte bu yüzden doğrular acıtır.

Doğruyu söyleyenler yalnızdır. Her doğru birilerinin zihninde kin tohumlarına dönüşür. O tohumlar gün olur intikam meyvesi verirler.

·           *    * 

Başarı, mutlu ekiplerin işidir. Çalışma ekiplerinizde kendinize ‘arkadaşlık’ misyonu verin. İnanın her şey daha güzel olacaktır.

**    *  

Güzel bir Pazar gününü dostlarla sohbete ayırmaktan daha güzel ne yapılabilir ki?    

·          ***  *

Siz siz olun birileriyle gerçek dost olun. Onlara sevginizi vermek için zaman ayırın.

 

Muhabbetle,

Turgay

 

22 Mayıs 2013 Çarşamba

YILIN DÖNGÜSÜ



H.Gülerce’nin 15 Mayıs 2013 tarihli, içerisinde Cumhuriyet gazetesi yazarı Nilgün Cerrahoğlu’nun  BOP tehdidini anlatan yazıyı da alıntı olarak kullandığı yazısı;


1) Bu yılın belki de son 30 yılın en büyük dönüşüdür çünkü Ekrem Bey’in ifadesi ile camia olarak tanımlanan yapı şu ana kadar hiçbir ZAMAN ABD, Rusya,Çin ve AB birliği karşıtı veya yaptıklarını eleştiren mahiyette bir yazı yazmamıştır. Nilgün Cerrahoğlu’nun kitabında; CIA başkanının ifadesi ile orta doğuda destekledikleri mezhep savaşlarından, Amerikan askerlerinin yerine Sünni ve Şiilerin çatıştırılmasından bahsedilir. BOP’un bir tehdit olarak tanımlanmasında Sayın Gülerce’nin Cumhuriyet gazetesini referans göstermesi çok doğru ama bir o kadar ironik bir yaklaşımdır. Bu sayede ‘Zaman’ ve ‘Cumhuriyet’ ulusal güvenliği ilgilendiren bir konuda aynı eksende buluşmuştur. Nilgün Cerrahoğlu’nu düşüncelerine ziyadesiyle ben de katılıyorum. Peki Gülerce böyle bir yazıyı kaleme almak için neden bu kadar beklemiştir? Çünkü camianın izlediği vizyonda isteyerek veya istemeyerek  Amerikan düşünceleriye çatışmamak vardı. Gerek Irak gerekse Libya veya Suriye politikalarında Gülerce’nin ABD’yi eleştirdiğini göremeyiz.

2)Gecikmiş ve gizli bir günah çıkartmadır çünkü Irak, Filistin ve Suriye’de öldürülen masum insanların ve özellikle çocukların vebali birilerinin kafasına nihayet dank etmiştir. Manşetten bir türlü ifade edilemeyen duygular 15 Mayıslı gazetenin iç sayfasında bu günah çıkartmanın satır araları olarak görülmüştür. Zannımca bu yazı Gülerce’nin sadece kendi fikirleri de değildir. Çünkü Gülerce camia’nın halim ve selim vizyonunun bir aktörü olduğu için aynı zamanda kendisine, vatandaşa uysal bir dille olayları anlatma misyonu da verilmiştir. Lakin her ne olursa olsun, Gülerce köşesinde mezhep çatışması tehdidini uzun süreli olarak işleyeceğini sanmıyorum çünkü camianın varlığını sürdürmek için Amerikan menfaatleri ile karşı karşıya gelmek istemeyeceği önceki politikalarından hissedildiği gibi aşikar görünüyor. 

3)Zamanlama itibariye diplomatiktir çünkü Sayın Başbakanın ABD ziyareti öncesi hem hükümete hem de ABD yetkililerine “varlığımdan haberdar mısın?” mahiyetindedir. Gülerce yazısında sorunları hükümete bağlamamak gerektiğini söylüyor ve yazısına böyle başlıyor ama yazının son paragrafında Reyhanlı saldırısının aslında ne kadar büyük bir tehdidin başlangıcını oluşturabileceğini itiraf ediyor. Bu yazı aslında birçok konuda kırılma noktasıdır lakin zaman abonesinin gazeteyi okumadığını hesaba katarsak; yazının okurdan-camia kitlesinden ziyade hükümete ve Amerikan istihbaratına yönelik yazıldığını söyleyebiliriz. Muhtemelen bu tür yazıların devamı gelmeyecektir mesaj istenilen yerlere ulaştırılmış ve herkes asıl tarafını gizliden de olsa belirtmiştir.

Zamanınız olursa öncelikle yazıyı okumanızı ve alıntı yapılan yerler üzerinde düşünmenizi tavsiye ederim.

*     *     *




Turgay URGUR

12 Mayıs 2013 Pazar

PAZAR NOTLARI (MAYIS)



‘Hayat devam ediyor.’ basit bir söylemdir. Uyanmak için illaki kendi başınıza bir sorunun gelmesine gerek yok. Bir yere tabi olmanız, orayı sonsuza kadar eleştiremezsiniz anlamına gelmez. Bilgeliği üstlerinizde değil, yüreğinizde ve düşüncelerinizde arayın.
·           *       * 
‘Analar ağlamasın!’ ataerkil bir söylem gibi çağrışım yapıyor. Peki, babalar hiç mi ağlamaz? Babalar ağlamamalı mı? Nedense cümle içerisinde duygu sömürüsü ve kutuplaşma dürtülerini de barındırıyor. Aynı zamanda zorla cümleye tabi olma dolayısıyla da cümleyi söyleyen ve savunan gruba tabi olmayı da ihtiva ediyor. Münazara tekniği açısından güzel bir söylem.
·            *       * 
Son yıllarda siyaset, karşındaki yenme sanatı olarak algılanmaya başladı. Bu sanatın içinde bazı özellikler var. Bunlardan bir tanesi mevcut durumu geçmişle kıyaslamak ve bu kıyaslamadan puan kazanmaya çalışmak. Bir diğeri kendini üstün ve otorite görmek. Böylece hem tebaa hem de mağluplar oluşturmak hedefleniyor. Bir diğeri yapılanlara sözel ve görsel kanıtlar bulmak için uğraşmak. Retorik ve psikolojik üstünlük siyasetin olmazsa olmazları arasına girdi. Siyasiler, retorik ve psikolojik üstünlüğü hem muhalif partileri mat etmek hem de kendi kitlelerinin bağımlılığı arttırmak için fazlasıyla kullanıyor.
·           *      * 
Hatay’da şehit düşen hemşerilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şu an dünyadaki (neredeyse) tüm ülkelerin düşmanları vardır. Bizim dışımızdaki birçok ülke, düşmanlarına karşı duydukları hisleri gerek sözel gerekse fiziksel olarak gösterirler. Biz ise  gerçek dost ve düşmanlarımızı henüz tanımlayamadık.  

Turgay Urgur

Sınavlarda başarı


16 ADIMDA TEST ÇÖZME TEKNİKLERİ



1-Bir konuyla ilgili soruları çözmeden önce o konuyu iyi öğrenin. Soru çözerek de öğrenip öğrenmediğinizi hem kontrol edin, hem de tekrar edin.

2-Soruları kendinize zaman tanıyarak çözün. Çünkü gerçek sınav sadece bilginizi değil bilgi kullanma hızınızı da ölçmektedir.

3-Soruları ayırt etmeyin. Her sorunun size sınavda sorulabileceğini düşünerek yanıtlamaya çalışın.

4-Çözemediğiniz veya yanlış çözdüğünüz sorunun mutlaka doğru çözümünü öğrenin.

5-Bir soruya çok fazla takılarak zihninizi bulandırmayın ve kendinizde stres oluşturmayın.

6-Soruyu daha kolay çözmenizi sağlayacak önemli kelimelerin altını çizin. Sorudaki her şeyin altını çizmeyin.

7-Her gün belirli miktarda soru çözmeye çalışın ve zamanla bu soru miktarlarını aşama aşama arttırın.

8-Öncelikle soruyu daha sonra verilen bilgileri okuyun. Soruyu ve verilen bilgileri anlamadan asla şıkları okumaya başlamayın.

9-Bütün şıkları mutlaka okuyun. Şıkların hepsini okumadan doğru olduğuna inandığınız şıkkı işaretlemeyin.

10-Yanlış olduğuna kesin emin olmadıkça, ilk işaretlediğiniz cevabınızı değiştirmeyin.

11-Doğru çözdüğünüzden emin olmadığınız soru ve sorular varsa tekrar göz atmak için sınavın en sonuna bırakın.

12-Yanlış çözdüğünüz sorulardan ötürü ümidinizi kaybedip asla karamsarlığa düşmeyin.

13-Çözemediğiniz soruları düşünerek stres yapmayın. Her öğrencinin çözemeyeceği sorular mutlaka çıkar.

14-Uzun paragraftan oluşan soruları “uzun soru zordur” yargısında bulunarak o soruyu okumadan geçmeyin. Unutmayın uzun paragraf türündeki sorular daha kolay sorulardır. Ve genelde cevaplar paragrafın içinde gizlidir.

15-Doğru cevaba daha kısa sürede ulaşmak istiyorsanız yanlış olduğuna inandığınız şıkları hemen eleyin.

16-Sayısal sorularda işlemleri mutlaka kaleminizi kullanarak yapın. Hafızanızdan
işlem yapmak hem sizi hataya sürükleyecek, hem de size daha fazla zaman kaybı sağlayacaktır.



5 Mayıs 2013 Pazar

Son Günahım (Hasbihal serisinden….)


 
 

Hayatta hep yanınızda bir kalemde silemeyeceğiniz insanlar olsun. Bir kişi veya iki, fark etmez ama en az bir kişi olsun. Bu kişi; düşüncelerine ve emeğine saygı duyabileceğiniz, fikirlerinden ilham aldığınız, onunla sohbet etmekten haz duyduğunuz ve birlikteyken mutlu olduğunuz bir insan olmalı.

Bir işe girişirken ona danışın.

Geçmişi düşünün.

Hemen karar vermeyin.

Onu anlamaya çalışın.

Görmezden gelmeyin.

Fikrini sorun.

Değer verin.

Önünde veya arkasında değil yanında olun.

 

            Turgay Urgur

 

Son günahım. Artık yazmayacağım. Hayatta herkesin son günahı kendinedir. Son günahtan sonra sayfa kapanır. Nokta konulur. Şimdiye kadar yazıklarım hep günahımdandı. Anladım ki ! Artık dost sohbetine Eyvallah demenin zamanı gel dide geçiyor.

 

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Pazar Notları


İşi ehline bıraktık. Haram ve helali bilir dedik. Bilmediğinden utanır, hatası varsa er geç kabullenir diye düşündük. İnsandır hata yapabilir ama önemli değil dedik ve çoğu defa güvendik.

·            *        *

Gündem insanı yorar. Zihinsel bir kirlilik oluşturur. Kendisinden(kendi kişiliğinden) uzaklaştırır. Yalan yanlış konuşturur.

·            *         *

Siyaset yapacaksan bol paran ve boş zamanın olacak. Bunlara ek olarak bir de sürekli çalışan vicdan resetleme sistemin olacak.

·            *         * 

“Bu benim dünyam” güzel bir slogan. ‘Bu benim dünyam’ diyebildiği kadar insan; ‘bu benim onurum’, ‘bu benim ahlakım’, ‘bu benim düşüncem’ de diyebilmeli…

·           *         *

Emek dediğin şey aslında karşılıksız verdiğindir.

·           *        * 

Turgay Urgur

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...