25 Ağustos 2010 Çarşamba

Bilgi, silgi. Bil-sil.

Her tür bilgiye hemen ulaşan insan özü değilde kabuğunu aldıkça ve yedikçe her geçen gün gabileşti. Faydalı ve faydasız ne varsa önüne serildi, beyinler sindirme özelliğini yitirdi ve ara bir öğütme vazifesi görmeye başladı. Abur cubur bilgi yani. Fast food tarzı. Çöp bilgi. Ayakta yenilen, hızlı geçsin diye kola ile tüketilen. Tüketilen dış menşeyli olunca, haliyle üretilen bizden olmazdı. En ağır yükü de ruh çekti bu sırada. Neden vardın, ne işledin? Tüm bu olup bitenlere bakar oldu, seyirci ve belirli süre sonra sessiz bakar oldu. Her şey bedene hizmet ediyordu. Artık ruh ve beden kalmadı. Ruhsuz beden tahtını kurdu. Evde, çarşıda, dükkanda, okulda, çay sohbetinde konuşulan bu ruhsuz bedenin gözlem -kayıt ve yeni istekleri oldu. İstekler liste halinde ne hikmetse herkesin elinde aynı. Bir listedeki yeni ve son madde aynı anda diğer listelerde görünme özelliğine sahip.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HÂLSİZLİK

  Geceler sana farklı bana farklı, Çok geç anladım sen farklı ben farklı. Gönül sarayımı yıkan, Anladım benden çok farklı. İnsan işte, andan...