27 Ağustos 2010 Cuma

SARAY

SARAY




Nasıl ki sanatkar bir zat büyük bir saray yapmak ister ve temellerini, direklerini düzenli bir şekilde belirler; yapacağı inşaattan insanları bilgilendirir. İleriki günlerde o sarayın kullanım ve amacına göre planını belirler. Gerekli tüm ön çalışmaları yapar. Sarayın odalarını yapacağı çalışmalar için düzenler ve bölümlere ayırır. O sarayın kusursuz ve mükemmel olması için en iyi malzemeleri kullanır. O sarayda çalıştıracağı kişileri ülkenin en iyi ustalarından seçer, onların düzenli çalışmaları için her şeyi muntazam şekilde hazırlar. Sarayın odaları en süslü eşyalar ile süslenir, sarayın harcamaları için hiçbir masraftan çekinilmez. En son teknoloji aydınlanma sistemleri odalar için kullanılır. Sarayın odaları ile iletişim kurmak için odalara gerekli haberleşme araçları, wireless sistemler yerleştirilir. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra saray kapılarını misafirlerine açar ve sarayın yaverleri buyrun der. Aynen öyle de ………………………..



Sarayın kapısının önüne gelen misafirler başlarını kaldırırlar ve hayran olurlar saraya. Ama bir türlü girmeye cesaret edemezler. Çünkü onlar saray sahibinin misafirperverliğinden, yardımseverliğinden, cömertliğinden habersizdirler. Duymuş oldukları asılsız söylemler kendi kuruntuları ile birleştikçe onları saraya girmekten alıkoymaktadır. Sarayın sahibi saray ve bahçesinin imkanlarından herkesi faydalandırmak, hiç bitmeyecek günler boyunca sarayında misafir etmek istemektedir. Ancak sarayın konukları sarayı tanıdıkça, sarayın güzelliklerinden faydalandıkça; saray sahibini sevsinler ve saray sahibinin isteklerini yerine getirsinler. Saray sahibinin hoşuna gidecek işler yapsınlar. İşte bunun gibi ……..



O saraydaki güzelliklerin farkına varanlar ne kadar şanslıdırlar. Madem ki saray sahibi vaad etmiş, vaad ettikleri sarayın binlerce yaveri tarafından hem ispatlanmış hem de müjdelenmiş; öyleyse o sarayda yaşamayı hak etmek ve saray sahibini tanımak gerekir. Hem saray bahçesinde yetişen o güzel meyveler, çiçekler, kavunlar, karpuzlar ve süt veren kuzucuklar ve daha niceleri sarayın bir düzen içinde işlediğini, işlerin Birisi tarafından takip edildiğini göstermektedir. Çünkü saray bahçesi her zaman düzenli, tertemiz muhafaza edilmektedir. Saray dışında bir sürü tehlikenin olabileceği bir ortamda; ben kendim yaşarım, kendi kendime yeterim demek ne kadar büyük yanlışlıktır. Saray sahibi, sarayına misafirlerini kabul etmek için çok az bir ücret ve çalışmak istemektedir. Hem bu çalışma o misafir içinde çok faydalıdır. Ne güzel sarayda kalmak ve saray sahibini tanımak için gayret göstermek.



Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...