6 Ocak 2011 Perşembe

Film


Ağır çekim bir film,
Sahnenin ortasında gözleri kapalı Ben,
Dokunup kaçan eller.
Işık, kostümler; bilmem kaçıncı çekim,
Hava soğuk.
Yazılmış bir senaryo,
Motor.


Aynı oyuncu,
Bazen iyi roller, bazen kötü roller.
Bu sahnede ölüm gerçek değil,
Gülmekte, sevmekte.
Film arasında yaşananlardan ibaret her şey,
Yani kendi haline bırakılmış zamanlar.

Her filmin bir adı var, baştan sona özetleyen.
“hayat” neden olmasın?
Ya ölüm? Aynı filmin adı.
Başrolde ben,
Hani başrol en çok konuşandı,
Neden çok “sus” var?
Susan, dinleyen, sürekli bekleyen bir başrol.

Ağır çekim bir film,
İçerisinde birden fazla dönüm noktaları.
İyi başlayıp kötüleşen, kötü başlayıp iyileşen durumlar yani.
Ama çok. birden çok, garip.
Bir yanlışlık var.

Ağır çekim bir film,
Her şey ağır.
Düşünceler, davranışlar, konuşmalar.
Misafir oyuncular filmin her sahnesinde.
Okunmadan gelinen senaryo.
Her ses ayrı, her ses yabancı.

Yakın çekim sahneler yok.
Kimse hazır değil. Belki de iyi değil.


Ağır çekim bir film, kısalığının fark edilmediği.



Turgay Urgur 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...