7 Ocak 2011 Cuma

İlgilisine


“Demek insan, bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tevekkül etmek için gelmiştir (BSN)”  Buradaki ilimden kasıt nedir? Bu eserler hakkında bilgi bakımından gayet donanımlı olan ağabeylerimiz, kardeşlerimiz bu kısımları nasıl yorumluyor acaba? İşin aslını sormak gerekirse; o da şu: bu kıymetli eserler okunurken özellikle bazı bölümler mi seçiliyor? Yoksa eserin büyük bir çoğunluğu uygulamadan uzak olarak mı okunup, okutulup, yazılıyor? Çünkü ben işin çoğu zaman ‘uhuvvet’, ‘kadirşinaslık’, ‘samimiyet’ ve ‘ilmi’ yönlerinin uygulama alanlarından uzak olduğunu düşünüyorum. Lâakal 15 günde bir gün okunsa da, herkes kendisine yakın olanla kardeş. Kusurunu görmediği nedense aynı meşrebin içinde yer alıyor. Çünkü başka yerde olmak “Büyük Kusur” ve görülmesi gerekiyor. Yani kardeşler, ağabeyler aslında kendi içinde çoktan ayrışmışlar ve bu ayrışmada (insanların yaptığı, çok değil birkaç insanın) benim bilemeyeceğim Hikmetler de var. Ama yine de mutlu ve bahtiyarız çünkü herkes bir şekilde hizmet ediyor. Kendisinin yine kendisine çizdiği ve başka çizgilerle buluşmama konusunda hassasiyet gösterdiği dairenin içinde çalışıyor. Lakin yine de kardeşiz, onlarda kardeşimiz, bunlarda, şunlarda. Yaşasın herkes kardeş.  Bu arada ilmi yönden yapılanları da halen merak etmekteyim. Haklısınız rahatsızlık verecek bir yazı. “Tembellik döşeğinde gaflet uykusundaki (BSN)” rahatı bozacak kadar rahatsızlık edici. Kardeşim ! İnsan hem Kur’an okuyup, hem Sünnet çalışıp kendisine yakın olması gerekenlerden nasıl bihaber yaşar? Bütün yollar aynı yere çıkıyorsa diğer yolun yolcusuyla neden hiçbir zaman aynı yerde buluşmaz? Neden mi ? Çünkü diğer alanın çekim gücü onun kapsama alanını bozarda ondan. Gün gelir gizli buzlar da erir. Ne diyelim gayri. Gün gelir inşaallah “İhlas” da öğrenilir.

T. Urgur




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...