Özgürlüğü yazılarda ve
sözlerde aramayın. Yırtıcı kuşların kanatlarında ve denizin kıyıya vuran
dalgalarında bulun.
Üç beş cümle kurdurdular
diye kendinizi özgür sanmayın. Yüksek dağların ağaçlarının arasından esen rüzgârı
dinleyin.
Özgürlük masallarına
kanmayın. Eğer gerçek özgürlüğü arıyorsanız, mütemadiyen secdeye varın.
Yaşamak özgürlük olsaydı,
hiç bitmezdi. Ölüm sonrasına inanın ve özgürlüğün ilk adımını hak yolunda ölümde
arayın.
Mal ve mülk insana
bekçilik öğretir. Asıl özgürlüğü Allah için harcamakta öğrenin.
Bağırmak, çağırmak,
yürümek ve bir yerlerde toplanmak iş değil. Özgürlüğe açılan kapıyı diz çöküşte
dua ile çalın.
Gülmek ve eğlenmek acı
bir pişmanlıkla biter. Asıl özgürlüğü, dertli bakışların gözyaşlarıyla
başlatın.
Kollarını açmış,
Peygamberimiz (sav) bekliyor. “Neyleyim dünyayı” diyen, ‘özgürlüğü şehadette
bulan’ kulları görün.
İnsan zamana, hastalığa
ve yaşlılığa mağluptur. Kendisini bir şey sanmasın.
Özgürlük faniliği ve
acizliği bilmektir. Gelip-gidenlerden ders alsın. Kendini onlardan ayrı
sanmasın.
Allah’tan şehitlerimize rahmet diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder