Ağlahane, belki de yaşı
38’in altında olanlar için bir şey ifade etmeyecektir. İşin aslı bazı 38 üstü için de
bir şey ifade etmez. Kısacası ‘Nereye gidiyoruz?’ sorusundan uzak olanlar ve
olmaya çalışanlar için de bir şey ifade etmez.
Dün haberleri izlerken 60 kişilik bir mülteci botundan yaklaşık 27 kişinin denizde boğularak öldüğünü
duydum. Hepimizin bildiği ve alıştığı türden haberler değil mi? Bana ilginç
gelen ise geri kalanların yüzlerindeki donuk ifadeydi. Muhtemelen (muhtemelen değil -kesinlikle) ağlamışlardır. Lakin cankurtaran botuna çıkarken herkesin yüzünde korkunun,
şaşkınlığın, üzüntünün ve çaresizliğin karıştığı bir donukluk vardı. İnsanlar artık
ağlamıyordu. Sahile çıkanlar artık ‘ağlamıyordu.’ Bunun adını "kendi içlerinde; ‘Kadere
teslimiyet mi?’ olarak niteliyorlar" inanın ben de bilmiyorum.
Yine dün İstanbul'da garajda 4
çocuklu bir Suriyeli annenin battaniyeye sarılı 1 yaşındaki çocuğu donarak
öldü. Çocuk sandalyenin üzerinde hala battaniyenin içindeydi. O onda kanalı
izleyenler kadının doya doya ağlayamadığını gördüler. Gördüm. Gözünden yaşlar
sayılı ama dolu geliyordu. 'O' göz yaşında da çaresizliği, korkuyu ve gelecek
kaygısını gördüm.
Kanalları gezerken TV'de tiyatro türü eğlence ve gülmece programını bulduk. İnsanlar gülmeye gelmişti.
(Doğru ben de izliyorum.) Tekrar ediyorum,
‘insanlar gülmeye,’ gelmişti. Para vermişlerdi. Gülecek ve eğleneceklerdi. Biz de
benzerini evde yapacaktık. Zaten fazlasıyla yapıyoruz da.
Biten ömrümüze, dünyanın
bir çok yerinde Müslümanların bitmez çilelerine, her türden acınacak ve
ağlanacak halimize rağmen gülmek istiyoruz. Gülüyoruz.
Google da ‘ağlahane’
yazınca sistem ‘ağlakhane’ mi demek istedin diyor ama yine de bir şey bulmuyor.
Tarihte muhtemelen öyle bir mekan vardır diye düşündüm. Şimdi de aklıma ‘Ne
zamanlar?’ ağladığımızı getirmek istiyorum. Sahi biz ‘Ne zamanlar?’ ağlıyoruz. Ya
da ‘Artık ne zaman ağlıyoruz?’ Gülmekten, tüketmekten, çalışmaktan yani
kısacası hayatın her türlü meşgalesinden dolayı ani ölümler dışında ağladığımız
bir zaman yok gibi…..
Çocuklarımız büyüyecek
biz ağlamayacağız, her gün şehit gelecek ağlamayacağız, dünya hayatı bir sona
doğru gidiyor ağlamayacağız, çocuklar soğuktan ölecek ağlamayacağız, yanımızda
Müslümanlar katlediliyor ağlamayacağız. Ağlamıyoruz. Bence bu durum normal değil. Allah sonumuzu
hayır etsin.
Eğer ‘ağlahane’ konulu
bir şeyler bulursanız lütfen yazın….
İnsanların ağlamak için gittikleri; her şeyi geride bırakıp, ağlamak için çaba gösterdikleri bir yer arıyorum.
Her şeyden önce halimize şükr etmek için sonrasında ise İslam aleminin çektiği bu sıkıntıların bir an önce bitmesi için ağlamak istiyorum.
Bilmem ne zamandan beri verdiğimiz şehitler ve aileleri için, Kuran ve Sünnetten habersiz insanlar için, günahlarım için, her türlü haksızlık için, boşa geçen ömürler için, insanımızın geleceği için ağlamak istiyorum.
Magazin ve pop kültürden bir an önce kurtulmak için, ahlaki değerler ayaklar altında olduğu için, Peygamber Efendimiz bu zamanda yanımızda olsaydı; Onun yüzüne bakmaktan utanacağımız için ağlamak istiyorum.
Turgay URGUR
İnsanların ağlamak için gittikleri; her şeyi geride bırakıp, ağlamak için çaba gösterdikleri bir yer arıyorum.
Her şeyden önce halimize şükr etmek için sonrasında ise İslam aleminin çektiği bu sıkıntıların bir an önce bitmesi için ağlamak istiyorum.
Bilmem ne zamandan beri verdiğimiz şehitler ve aileleri için, Kuran ve Sünnetten habersiz insanlar için, günahlarım için, her türlü haksızlık için, boşa geçen ömürler için, insanımızın geleceği için ağlamak istiyorum.
Magazin ve pop kültürden bir an önce kurtulmak için, ahlaki değerler ayaklar altında olduğu için, Peygamber Efendimiz bu zamanda yanımızda olsaydı; Onun yüzüne bakmaktan utanacağımız için ağlamak istiyorum.
Turgay URGUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder