21 Haziran 2011 Salı

KAHIR (1)

Kahır: kelimelerinin benden ziyadesini memnun etmeyecek bir karmaşıklıkta. Bu zamanda tüketilen her şey gibi o da tüketilmiş bir duygunun son halleri. Dağınık. Bir o yana, bir bu yana atılmış. Basit kelimelerin bir biriyle olan yer kavgası, anlam çatışması.

Ne oldu?
Bakışlarının mahcup,
Sözlerinin diline dolanmış.
Gözlerinin köşe bucak kaçıyor.

Pişmanlık mı?
Duruşundaki anlamsızlık.

Geri dönmek mi?
Hadi be ordan. Hadi be.

Gülerim sana, gülerim ancak.

Sen bahar nedir bilir misin?
Sen gençlik nedir bilir misin?
Sen vefa nedir bilir misin?
Sen ‘seni sevmek’ nedir bilir misin?

Bu saatten sonra varlığın acı verir bana,
Çekemem kahrını,
Sen başka dünyaların,
Kadınısın.

Gelme yanıma artık,
Çık rüyalarımdan.
Okuma yazdıklarımı,
Geçmişten başka bir şey bulamazsın.

Geri dönmek mi?
Hadi be ordan. Hadi be.

Yine mi sen? Yine mi sen?
Başka resim yok mu?
Bu kadar mı sözler?
Bundan başka aşk yok mu?

Ömrüm ömrüm dediğim,
Seninle güldüğüm.
Bir hayat,
Seninle bildiğim.
Ne oldu?
Bakışlarının mahcup,
Sözlerinin diline dolanmış.
Gözlerinin köşe bucak kaçıyor.

Hiç mi anlam veremedin?
Değerini mi bilemedin?
Sevgim çok mu geldi?
Ne oldu?

Şarkılarla baktığım resimlerin,
Şimdi bana uzaktan bakıyor.
Allah’ım bu ne bir ağır nağmedir?
Kulaklarımda hüzün.
Bu ne kahırdır?
Bitmek bilmiyor.
Yine mi sen? Yine mi sen?
Başka resim yok mu?
Bu kadar mı sözler?
Bundan başka aşk yok mu?

Gönül yorgunuyum ben,
Sen bu derdi bilemezsin.
Önünde ağladığım resimlerin,
Şimdi ardımdan ağlıyor.

Allah aşkına !
Sen bu aşkın neresindesin?
Cevap ver de bileyim,
Neresindesin?

Bir şarkı dinleyip,
Bir mektup yazmayı.
İnce bir nağmede erimeyi,
Nerden bilirsin?

Aynı satırları defalarca okumayı,
Aynı şarkıyı her gece dinlemeyi,
Off…off diye diye  kendinden geçmeyi,
Yazıp yazıp karalamayı,
Nerden bilirsin?

Duvarların önünde çökmeyi,
Başın iki avucunda,
Dertli dertli söylenmeyi,
Çocuklar gibi ağlamayı,
Nerden bilirsin?

Pişmanlık mı?
Duruşundaki anlamsızlık.

Ardında her şeyini bırakmak,
Elindekini avucundakini sana vermek,
Bir kalbi sana emanet etmek,
Bunları yapan sen değilsin ki!
Şaşırmadım. Nerden bilirsin?

Şimdi duyur tüm bunları.
Kapı kapı anlat,
Koca bir aşk hikayesini.
İçinde kendine de yer bul emi?
Bir yer bul.
Emeğinin geçtiği,
Üç beş sözün olan,
Ne bileyim işte;
Bir içten gülüşünün geçtiği,
Bir yer bul.

Giden
Ümit dolu yıllarım.
Sana değil,
Ben sadece kendime –KENDİME- yanarım.
Sende kendine bu aşkta,
Bir yer bul da,
Sana teselli olsun.
Hiçbir şey bulamazsan,
Yine de üzülme,
Giden gençliğim,
Sana benden ‘hediye’ olsun.

Tüm bu satırlar ağır ve dağınık gelirse,
Sil gitsin,
Yırt gitsin,
Evvelkiler gibi yok say gitsin. 

 Pişmanlık mı?
Duruşundaki anlamsızlık.

Turgay Urgur







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...