3 Haziran 2011 Cuma

Bugün 2


Tevbe suresi 9/128 “Size kendi aranızdan, bir Resul geldi: Bir sıkıntıya uğramanız O’nun yüreğine oturur; size çok düşkün olup üzerinize titrer; müminlere karşı son derece şefkatli ve son derece merhametlidir.” Böyle bir Peygamberin ümmeti olmak çok ayrı bir şereftir.

Bu zamanda maddi ve manevi sıkıntı çeken milyonlarca insan vardır. Kavli ve fiili dua bu sıkıntıların azalması için en güzel araçlardır ki dua ve salâvata bir cevap verileceğinden tüm Müslümanlar emindir. Emin olduğumuz böyle bir insani faaliyetten geri kalmamalıyız. Çalışmak fiili bir duadır, güzel bir şeyi arzu etmek duanın başka bir boyutudur. İçimizden geçirdiğimiz bir şeyin aniden veya belirli bir süre sonra gerçekleştiğine kendimiz çoğu zaman şahit olmuşuzdur. Yüce Yaratıcı kullarının isteklerine karşı duyarsız kalmaz. Sonsuz bir mutluluk için ebedi bir cenneti yaratması bunun en büyük delilidir. Sabah kalktığımız zaman besmele ile güne başlamak, arkadaşımıza başarılar dilemek, elde edilen sonucunda elhamdülillah demek, şükür senalarını dillerimizde ve yüreğimizde her daim yaşamaya çalışmak en güzel dualardandır. Anne, baba için sağlık ve afiyet dilemek başka bir duadır.  Gelecek adına mutluluğu ve huzuru aramak, ahlaki bir yaşantıyı arzu etmek ayrı bir duadır. Kendimizi zamanın kötü alışkanlıklarından korumak başka bir duadır.

“Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp bana ibadet etsinler diye yarattım.” Bu büyük ayetin hikmeti insanın kâinatı ve kendisini tanıyıp ibadet etmesidir. Bir başka ifadeyle kulluk vazifesini yerine getirmesidir. Bizler ibadetin nasıl olması gerektiği hakkındaki detayları en güzel şekliyle Kuran-ı kerimden ve peygamber efendimizin yaşantısından öğreniriz. İz’an ve yakin ile Allah’ı tanıyan insan ilmi yönden de her zaman terakki peşindedir. Kendi branşıyla ilgili olarak uzmanlaşma adına çalışmalar yapar. Mesleki yönden kendisini geliştirdikten sonra başka insanlara da iyi bir örnek olur. Böyle bir şahıs zaten ibadetler konusunda da gayet hassastır. Yaptığı iş ibadetlerine, ibadetleri de yaptığı işe hiçbir zaman mani olmaz. Çalışmanın da bir nevi ibadet olması veya beş vakit namaz arası yapılanların da ibadete dahil olup insana kemalat kazandırması bundandır. İnanan insanın bir başka özelliği de yaptığı işteki dürüstlüğü ve başarısıdır. Ayetin ifadesiyle ‘doğru yol’ kişi tarafından mutlaka hazmedilmeli ve hayatın tüm detaylarına sirayet etmelidir.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...