21 Haziran 2011 Salı

Okumak yazmak

Zor bir iştir okumadan yazmak. Çünkü okumak düşünmek ile iç içedir. Zaman harcamalı her satır ve her kelime için. Cümleler birbirleriyle sarmaş dolaş olmalı. Cümleler hem anlatmalı hem de anlatılmak istenmeli. Her okuyan yeni bir dünya görmeli yazılanda. Her okuyan yeniden sormalı kendisine yeni sorularını. Yazan da kendi yazdıklarını okumalı ara ara. Zaman neleri götürmüş, neleri getirmiş satır aralarına diye. Yazdıklarını bazen yeniden yazmalı eğer yazılanlar aydınlatmak yerine karartıyorsa bu günü.

İnsan okurken seçici olmalıdır aynı zamanda. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar değerlendirmek zor bir iştir. Bazı yazılar, kitaplar 'zamanın ne kadar değerli, fikir israfının da bir israf olduğundan' başka bir şey öğretmezler insana. Boşturlar çünkü boşluktan çıkmışlardır. Bu bazen kafa boşluğu, bazen hissiyat boşluğu bazen maneviyat boşluğudur. Dıkızlıktan başka bir tat vermezler. Okuyan cahillerin varlığı, bundan  değil midir? Konuştukça nezaket yerine kin kusan, kendi kültürüne düşman ve uzak, insanını bölen ve kıranların varlığı bunun en güzel örneğidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...