30 Aralık 2012 Pazar

Hasbihal 11


Geriye dönüp baktığımda seninle gezemediğim günler, her dakikasını doya doya yaşayamadığım saatler karşıma dikilip her bir pişmanlığı en ince ayrıntısına kadar yüzüme vuruyor. Hiç unutamıyorum ve hiçbir şey teselli etmiyor. İçimi sızlatan yaşlanmak ve ölüm değil, içimi kanatan yaşamadığım geçmiş. Bazen bu öyle bir ıstırap oluyor ki ara ara uyumak acılarımı hafifletiyor. Ama her uyanışımda hayalin karşıma bir başka çıkıyor. İşte bu yüzden bir çocuk gibi hıçkırıklarla, çığlıklarla uyanıyorum. Kendi sesim adeta beni boğuyor, nefes alamıyor ve gözyaşları içinde kahroluyorum. Bu acıyla yaşamak çok zor lakin elimden bir şey gelmeyeceği için çaresiz katlanıyorum. Sırtımdan beynime çıkan ağrılar dizlerimin bağını çözünceye kadar devam ediyor. Acının en son hallerinde ellerim titriyor ve soğuk terler vücudumdan boşalınca artık bedenim ruhumu taşıyamaz oluyor, nihayet bayılıyorum.

Biliyorum son ana kadar bu işkence devam edecek. Azalmayacak ama sadece ruhum acıyı kabulleneceği için çığlıklar ve gözyaşları içimde kendilerine yer edinecekler. Biliyorum zaman geri gelmeyecek, yaptıklarımız yok olmayacak. Biliyorum sen benim hayatımın içinde olmayacaksın.

Ama biliyor musun? Bana bir şans daha verilseydi ve ben seni tanıdığım o ilk günü yeniden yaşasaydım, o heyecanı yüreğimde hissetseydim bu gün hayat benim için gerçek olurdu.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...