Keşke ülkemizde muhalefetin bir
(moda tabiriyle) ekseni olsaydı.
Batıcı ise özgürlükler konusunda
batılı gibi düşünebilse ve özgürlüğü sadece kendisi gibi olanlar için değil de
herkes için isteyebilseydi. Çok savundukları muasır medeniyet için somut
adımları ve gündemleri olsaydı.
Halkçı ise halkın genel
eğilimleri ve saygı duydukları ile barışık olabilselerdi. İnsanların
inançlarını espri malzemesi yapmasalardı.
·
* *
*
Ekseni olmadığı için sürekli ya
çatışma ya da kendisini izole etme halinde. Demokrasinin en önemli
dinamiklerinden olan ‘çoğunluğa saygı duymak’ muhalefetin içine sindiremediği
bir duruma dönüştü. Kendi tabanını sürekli tahrik etme isteği sadece ve sadece
siyasal bir kısır döngüden başka bir şey getirmiyor. Bu yüzden öz-eleştiri
yeteneğini çoktan yitirdiler. Yarın seçim olsa durum farklı olmaz. Veya 10 yıl
sonra. Veya 2023’de.
·
* *
*
Sonuç;
-
Sadece gündem muhalefeti seviyesinde kalıyor.
-
Orijinal fikir üretemiyor.
-
Geçmişten gelen alışkanlığı sürdürüyor. Geçmişini
taklit ediyor.
-
Kendisini korumak için geçmişi kullanıyor.
Geçmişiyle bir türlü yüzleşemiyor.
-
Yeni bir
istikamet çizemiyor.
-
Toplumsal mutabakat ve empatiden uzak yaşıyor.
-
Tabularından kurtulamıyor.
·
* *
Sözün kısası başarısız bir
muhalefet denetimsiz iktidarlar getirecek. Sonuçta halkın isteklerinin yerine
oligarşik ve lümpen muhalif azınlığın isteklerini koymak hiçbir zaman siyaset
ilmi olarak kabul görmeyecek. Delil isteyenler muhalif partilerin son 20
yıldaki seçim verilerine baksın yeter.
T.Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder