31 Mart 2016 Perşembe

Şehit

Ölümü anlatmak çok zor(dur). Zamansız ölümleri anlatmak ise daha da zordur. Bu nedenle, belki de ölümü anlatırken karmaşık ve uzun cümlelerden ziyade basit ve kısa cümleleri tercih etmeliyiz.

Biraz önce Diyarbakır’dan 8 şehit haberi daha geldi. Allah rahmet eylesin.

Keşke onların yakınlarını tüm Türkiye dinleme fırsatı bulsaydı. Dinlemeye bile gerek yok keşke yanlarında bir süre kalsaydık, onlarla 5-10 dakika geçirseydik.

Bir şehit babası, annesi, oğlu, eşi, kızı, ninesi, teyzesi, kardeşi, arkadaşı, amcası olmak nasıl bir duygudur?

Onlar bizim güldüklerimize, eğlendiklerimize, konuştuklarımıza ne diyorlar?

Bilmiyoruz, bilemiyoruz.

‘Hayat devam etsin.’ istiyoruz. ‘Eğlence kesilmesin.’ istiyoruz. ‘Hiç olmamış gibi olsun’ istiyoruz.

Oysa ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.

Evet onlar meslekleri gereği, Türklükleri gereği, kalplerindeki vatan ve Millet sevgisinin ne kadar büyük olduğunu gösterdiler. İspatladılar.

Bugün Türk genci; tüm enerjisini ilim, dua ve ibadete vermelidir.

İlime vermelidir. Kendisini en iyi şekilde geliştirmelidir. Mesleğinde uzman olmalıdır.

İbadet ve duaya vermelidir. Hem kendisini korumalı hem de kulluğunun idrakine varmalıdır.

Düşünceye vermelidir. Her türlü bağnazlıktan arınmalıdır. Kendisine has bir düşüncesi olmalıdır.

Okumaya vermelidir. Ömrünü faydasız işlerle değil güzel ürünlerle geçirmelidir.

Sünneti seniyye ile yaşamalıdır. Hayat bir defalıktır.

Ve… bir gün bu ülke için bir şeyler yapmanın haklı gururunu yaşamalıdır.


Allah’ım Peygamber Efendimize Selam olsun. Tüm şehitlerimize Rahmetinle kuşat. Ailelerine sabır var Ya Rab. Bizlere ilim, tefekkür, dua, güzel ahlak, çalışkanlık, vatan sevgisi, aile sevgisi ver. Ülkemizi koru. Tüm dünyaya barış, huzur ve iman nasip eyle. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...