Yazmak başa beladır. Dinlemek
adamı pasif itaatkâr yapabilir, okumak sessiz bir eylemdir, konuşmak kontrolsüz
olabilir. Lakin yazmak var ya….. başa
beladır. Yazarken iki ileriye bir geriye gidersiniz. ‘Oldu mu? Olmadı mı?’
saatlerce bakarsınız. Baktınız olmadı, buruşturup çöpe atarsınız. Sil baştan
dersiniz.
Yazmak başa beladır. Hani,
malumunuz; ‘Söz uçar, yazı kalır.’ Derler yaaa. Yazı sadece kalmakla kalmaz,
oturur. Çöker, siner ve yerleşir.
Yazı korkutur. Uzun bir
vicdan muhasebesinden geçer de gelir. İç bir diyalektik mantığın duvarlarından
yansır da gelir. Eğer yazılan yalansa, dolansa, iftiraysa bumerang gibi gün
gelir sahibini bulur.
Sağdan, soldan, inanan,
inanmayan kimler varsa yıllar sonra yazılarından tanınır. Haksız infazları,
harcanan ömürleri yazdıklarıyla sonsuzlaşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder