Eğitim ve öğretim için
olmazsa olmazların başında özgür ortamlar gelir. Bu özgürlüğün içine ‘davranış’
özgürlükleri, ‘düşünce’ özgürlükleri, ‘ifade’ özgürlükleri gibi her türlüsü
girer.
Eğitim kurumlarını
özgürleştirememiş toplumlar gelişme ve medeniyet adına asla söz sahibi
olamazlar.
Eğitimdeki özgürleşmeyi
eğer zamana yayacak olursak iş uzar da uzar. Bu özgürleşmeyi kişilere
bırakırsak iş zaten başından olmaz. Bunun genel bir eğitim politikası olması
gerekir.(gerekiyor). Bu mantıktan uzak insanların kesinlikle ve ivedilikle eğitim
kurumlarından alınıp, insanı doğrudan ilgilendirmeyen basit işlerin olduğu
yerlere yönlendirmek gerekiyor.
Eğer kurumlarda eğitim ve öğretim faaliyetlerini
gerçekleştiren insanlar özgürlük sıkıntısı çekiyorlarsa, öğrencilerin
kendilerini ifade etmelerini ve ‘öğrenci merkezli’ eğitimi hiç konuşamayız.
Öğrenci merkezli yapılandırıcı
eğitimin ilk önceliği düşüncenin ‘amasız’, ‘ön yargısız’, ‘şartsız’
dinlenmesidir. Uygulamalara fırsat verilmesidir. Öğrencilerin deneme-yanılma
süreçlerini yaşamalarına izin verilmelidir. Yoksa yerimizde sayar dururuz.
Bu bağlamda;
öğretmenlerimiz,
1.
Öğretmelerimiz
eşitlik istiyor.
2.
Doğru,
dürüst, adil, yenilikçi, samimi yönetici istiyor.
3.
‘Sorunları
konuşmayan’ çözen sivil toplum kuruluşları istiyor.
4.
Fikirlerinin
ziyan edilmemesini istiyor.
Öğrencilerimiz,
1.
Kendilerine modern
danışmanlık ve rehberlik istiyor.
2.
İfade şansı
istiyor.
3.
Varlığının
farkındalığını, varlığına saygı ve varlığının dahil edilmesini istiyor.
4.
Zamanlarının üst
düzey verimlilikte yönlendirilmesini istiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder