4 Aralık 2015 Cuma

Türkmenler


Dün gece saat 11 civarıydı. 4 yaşındaki kızım HANZADE uyumuştu. Bir arkadaşımızın evine ziyarete gitmiştik. ‘Uyku zamanım geçti yarın kreşe gitmem gerekiyor’ dedi. Allah herkesin çocuğuna rahat uykular nasip etsin. Çünkü onlar huzur içinde olunca, anne baba da huzur içinde oluyor.

Eşimle otururken TV kanallarını geziyordum. Birisinde spiker Türkmen bir komutanla dağlık bir arazide röportaj yapıyordu. Eliyle gösterdiği yerlerde köylerin ışıkları vardı.

Üzerinde çok özel bir askeri bir üniforma yoktu. Günlük kışlık kıyafetler vardı.

İzledim. Hepimizin konuştuğu Türkçe’yi konuşuyordu. Dedi ki…..

Burası bize Osmanlıdan emanet. Bizler Osmanlının torunlarıyız. Allah’ın izniyle Türkmen dağı düşmeyecek. (Yüksek sesle 7-8 defa tekrarladı.) Bu dağın arkasında bizim evlerimiz var. Biz Daeş değiliz. Bizim terörle işimiz olmaz. Bize bugün Rusya saldırıyor, Esed saldırıyor, İran saldırıyor. Misket bombaları atılıyor. Neden kimse duymuyor. Yıllar önce buraya geldik. Ve burayı koruyacağız. Ölürsek burada öleceğiz.  Arkamızda Türkiye var. Türk halkı var.

Spikerin gözlerinin dolduğunu gördüm.

Gözlerin doldu.

Birkaç gün önce Türkmen bir babanın şehit olmuş 3 evladına bakışını gördüm. İki kişi kollarından tutuyordu. Çocukların kıyafetleri kanlar içindeydi.

Dün başka bir kanalda 600’e yakın sivilin öldüğünü duydum.

Hep bildiğimiz şeyler değil mi?

Böyle bir dünyada, böyle bir zamanda nelerle uğraştığımızı düşündüm. Neleri dert ettiğimizi, nelerin peşinden gittiğimizi düşündüm. Neleri okuduğumuzu, neleri konuştuğumuzu, neleri izlediğimizi düşündüm.

Dökülüyoruz. Sefiliz farkında değiliz.

Allah sonumuzu hayır etsin. Allah oralarda erkekçe savaşanlara güç, kuvvet versin. Makamlarını cennet etsin.


Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...