2 Aralık 2015 Çarşamba

Rusya



Anlayanlar ve çözüm odaklı olanlar için bir musibet bin nasihatten iyidir. Malum olaydan çıkarabileceğimiz birçok ders var. Hem ders var ve dersler var hem de yapmamız gerekenler var.

Rahmetli Erbakan’ın üzerinde çok durduğu bir konu vardı: Füze sanayisi ve teknolojisi. Ne kadar elzem olduğu elin uçağını düşürünce, Nato Patriotları çekince, hemen yanımıza bombalar düşünce anladık.

Ne mi olur? Kısa vadede restleşmeler devam eder. Uzun vadede birileri araya girer ve Türkiye uçağın ve pilotların tazminatını öder. Ya gizliden öder ya da açıktan öder. Hükümet açıktan ödemek istemez. 
Yapabilirse bu işi gizliden halleder. Zaten bir an önce de halletmek istiyor. Sonra yıllar sonra Devlet sırrı olmaktan çıkar ve çocuklarımız öğreniverir. Bedelin aslında kendi cebimizden çıktığını zamanla anlayıveririz. Şimdilerde AB söylemleri ile Türkiye’nin yanında gözüküyor ama kimse inanması ve kanmasın. Çok güçlü bir Doğu bloğunu asıl onlar istemiyor. Ortada (Ortadoğu’da)  istedikleri ise tam bu tablo. Ölen Müslümanlar, savaş için harcanmış petrol ve doğal kaynak gelirleri.

Yani… Asıl mesele; her konuda Millileşmek olmalıdır. Keşke yeni hükümetin yeni programla birlikte ana gündemi Millileşmek olsaydı. Birilerinin hayalini kurduğu gibi Osmanlı ruhu geri gelecekse, bu kuru kuruya ruh çağırmakla veya facebook’u Osmanlı zaferlerine boğmakla olmaz. A’dan Z’ye millileşmemiz gerekiyor.
Bağımsızlık ve üretkenlik üzerine bir sistem kurmalıyız. Bunun kesinlikle bir devlet politikasına dönüşmesi lazımdır. Vergi alırken, trafik cezasını Batıda keserken, polis gücünü doğru bir şekilde kullanırken, teröristle dağda mücadele ederken istersek nasılda prensipli ve organize olabiliyorsak; aynı şekilde Millileşmek de bir devlet politikası olmalıdır.

Yani Devlet hem diyecek hem de yaptıracak. Öncelik neyse onun için karar alacak ve uygulamaya geçecek. Diyecek ki! Enerji sorunumuz var, çözüm neyse gerekli tedbirleri alacak. Güvenlik sorunumuz var, kendi güvenlik sistemlerimizi geliştireceğiz. İthalat, ihracat sorunumuz var, en iyi şekilde durumu yönlendirecek. Tarım bakanlığını iyi bir şekilde çalıştıracak.

Tabi bunları yaparken de öncelikli olarak popüler siyasetten arınacak. Açılış ve fotoğraf siyasetini bırakacak, televizyonları istediği gibi kullanmayı terk edecek ve her şeyden önce her türlü israftan kurtulacak. Korsan siyaset yapanların ağzına alınan makam arabalarının, Hollanda’dan gelen lalelerin, kısacası boşuna yapılan her türlü harcamanın lafını vermeyecek. Çünkü yapmayacak ve yaptırmayacak. Nasıl ki! Koreliyi, Japonu bazı karakteristik özelliklerinden dolayı kutluyorsak, kendimiz de (Madem Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle %99 Müslümanız) inancımızın tüm gereksinimlerini hayatımıza aksiyon olarak geçireceğiz. Çalışacağız, israf etmeyeceğiz, çaldırmayacağız, gereksiz yere dağıtmayacağız.

Olur mu? Olmaz. Ak partinin 3 dönem karnesi bu dediklerim konusunda ancak 10 üzerinden 5 alır. Olay seçmenin en basit tercih nedenindeki ifadesiyle; diğerleri bu kadar da yönetemez.
Allah sonumuzu hayır etsin. 2015 bol aksiyonlu bir yıldı. Dünyanın birçok yerinde şehitler vardı. İnşaallah 2016 hayırlara vesile olur. Muhabbetle, 

Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...