17 Şubat 2015 Salı

O’na giden yol….


Sevgili dostlarım,

Bloğumdaki yazı sayısı Allah’ın izniyle 530 rakamlarına ulaştı. Elimden geldiği kadar özen göstermeye, irdelemeye çalıştım. Bazen konuları başlıklar halinde seriye dönüştürdüm. Örneğin; Hasbihal, Felç, Gündem, Sandukça gibi seriler oldu. Bir iki arkadaşım bunları kitaba dönüştürmem konusunda epey bir ısrarda bulundu. Sizlerin beğeni ve destekleri bana hep yeni yazılar için ilham verdi. Ortalama günde 20 kişi tarafından yazılarımın okuduğunu gördüm. Benim gayet iyi sonuç.
2015 yılı için ise yazılarım konularını genelde ‘gündem dışı’ konulardan oluşturmaya çalışacağım. Çünkü gerek televizyon olsun gerekse sosyal medya ortamları bizlere o kadar fazla gündem dayatması yapıyor ki bunaldıkça bunalıyoruz.

Blogdaki alt yazı: O’na giden yol… Çünkü gerisi boş. Hangimiz fani olanların ardından hüzünle bakmıyoruz ki? Biten her şey bize keder veriyor. Gönlümüzü eğlendirmek için yaptığımız her uğraş bitince yine bilindik yalnızlığımıza geri dönüyoruz. Geçmişimiz pişmanlıkları, gelecek ise endişeleri zihnimize boşaltıyor. O’na giden yolda yürümeliyiz. Madem istesekte istemesmesekte zorunlu bir gidiş var. Bu gidişin bizim için hayırlı olanını seçmeliyiz.

Sevgili dostlar bloğumu en başından itibaren kendime çeki düzen vermek için oluşturdum. Yazmak mutlaka yeni okumaları gerektiyor. Okumak ve yazmak arasında düşünce tülleniyor. Sonrasında ise bunları siz sevgili dostlarla paylaşmak insana mutluluk veriyor. Mesele bundan ibaret.   
Sosyal statülerimiz, işlerimiz, yaşlarımız, çevrelerimiz farklı olsa da hepimizin iç dünyasında benzer arayışlar mevcut. Eş-dost muhabbetine her zamankinden daha çok muhtacız. Stres ve stresten kaynaklı hastalıklar hepimizi kuşatmış durumda görünüyor. Çıkış yolunun ise sadelikte olduğuna inanıyorum. Bir düşünürün dediği gibi 3 uygulanabilir prensip bizleri insan olarak huzurlu yapabilir. Birincisi fikir, ikincisi zikir ve üçüncüsü şükür. Hayatın mutluluk formülü, sıkıntıların reçetesi bu üç kelimede mevcut. Fikir, zikir ve şükür. Hangi kul yok ki Laileheillalah’ın, Fatiha’nın, bir ayetin ardından huzuru bulmasın. Sevgili dostlar, insanlık Adem(A.S)’den itibaren başka formülleri ve yaşam şekillerini çok denedi. Sonu hep hüsran oldu. Allah iktisat ve kanaat çerçevesinde, öncelikle kendimize sonrasında yakın çevremize faydalı insanlar olmayı nasip etsin.

Kadim arkadaşlarım hepinizi en içten dileklerimle selamlıyorum. Dualarınız kabul, çalışmalarınız bereketli olsun.


Turgay URGUR   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...