12 Aralık 2010 Pazar

Nurdan 4

Namaz ile kul bu dünya sarayının çok özel bir misafiri gibi en iyi şekilde hürmet görür ve muhafaza edilir. Tüm ikramlar ona sunulur, her şey ona hizmet eder. İki vakit namaz arasında yapmış olduğu diğer işler bile ibadet hükmüne geçer, insan  aynı zamanda bu şekilde kendisini küçük günahlardan ve hatalardan da korur. Nasıl ki vazifesini yapan bir asker artık kendisini ilgilendirmeyen işlerden dolayı endişe duymaz; namaz ile insan kendi alemi dışında gerçekleşen dünya gidişatıyla ilgili işlerden endişe ve korku duymaz. Çünkü o üzerine düşeni yapmıştır. Bundan sonra gönül rahatlığı ile dünya işlerine çalıştığında diğer işleri de onun için birer kazanç olur. Aksini yapan insan ise her hadisenin karşısında dilencilik yapmaktan kendisini alıkoyamaz. Tüm mahlukatın kıymetli bir halifesi olmak nerede ? Hadiselerin karşısında sefil bir dilenci olmak nerede ?

Namazın beş vakte dağılması ise insan için ayrı bir otokontrol ve tazelenme vesilesidir. Güne tam enerji ve güvenle başlamak her halükarda en iyi başlangıç olsa gerek. Yani şunu söylemek ! “Ben güneşle birlikte güne hazırım, hayata ve dünyaya geç kalmadım. Zamanı ta en başından takip ediyorum diyebilmek.” Günümüz insanın belki güne ve olaylara karşı en iyi şekilde konsantre olmasını sağlayacak bir başlangıç. Öğlen vaktinde ise günün yorgunluğu tam hissedilirken yeniden hem bir dinlenme hem de günün heyecanını tazelemedir namaz. Güneş artık inişe hazırlanırken kendi ruh dünyamızı da bu yörüngeye göre hazırlarız. Lakin burada şunu da çok büyük özenle belirtmek gerekir ki İbadet Sadece Allah rızası için yapılır, bu saydıklarımız ibadetin dünya hayatına sağladığı faydalardır. Öğlen namazı ile kul kendisini hızlı dünya meşakkatinden çeker kendi kendisini dinleme fırsatı bulur. Öğlen namazı aynı zamanda orta yaş çağını hatırlatan çok güzel bir örnektir ki artık insan yaşlılığa doğru yol almaktır. İkindi vakti ile akşam ve gece için son hazırlıklar öncesinde gökyüzünün dinginliğinde tekrar Rabbin huzuruna gidilir. Dünya ve ahiret yaşantısı arasında kendimizi  gayet iyi bir şekilde dengede tuttuğumuz; dünya işlerinin bizleri uhrevi hayattan uzaklaştırmadığını büyük bir huşu ile tekrar sunarız. Akşam bize ihtiyarlık zamanın da apar topar geçeceğinin en güzel örneğidir. Bu zamanda çok çabuk ve hazır olmanın ne kadar önemli olduğu görürüz. Bu vakit bizlere pratik olmanın, zamanın önünde gitmenin, planlı olmanın ne kadar değerli olduğunu gösterir. Artık akşam ile bir telaş ortamında, herkesin hadisatların neticelerinden hızlıca kaçmaya çalıştığı bir anda biz yine Yüce Yaratıcının önünde kendimizi bulmak isteriz ki ancak orada huzur bulabiliriz. Mahşer karmaşasında ve herkesin herkesten kaçtığı bir günde yine Rabbin kapısında bulunmak kul için en iyisi olsa gerek. Yatsı ile artık kul ölüme benzer uyku öncesinde tüm hazırlıklarını yapmış olarak kendinden emin bir şekilde dinlenmeye, beklemeye geçer. Kabir beklemesi, haşir sırası öncesinde böyle bir hazırlık insana ayrı bir güven verir. İnsan bir gün, bir ay, bir yıl veya bir ömür sonrası kendisini adeta sorgular gibi yatsı ile kendisi ile hesaplaşır ve gün boyunca yaptıklarına bakar. Uzun bir namaz olması hasebiyle de bu namaz gecenin yalnızlığında ve ürperticiliğinde sabır ile idrak edildiğinde insanı öbür aleme hazır hale getirir. Günahlar için gün bitmeden son bir defa daha dua edilir. Son pişmanlıklar dillenir. Tövbe kapısının önünde teslimiyet arz edilir. Kul artık kendisinden emindir, tüm yaptıklarının ardından gereğini Yüce Yaratıcıya teslim eder ve gönül rahatlığı ile uykuya dalar.

Arzuları sonsuz, dost ve akrabalarına müştak, ebedi yaşamak isteği içinde hiç bitmeyen insan ‘namaz’ ile acizliğini, elinin kısalığını, fakirliğini bu gün içine dağılmış vakitlerde Rabbine sunar. Sübhanallah, Allahu Ekber, Elhamdülillah diyerek Allah’ı anar. O’nun büyüklüğünü, kendisinin küçüklüğünü tekrar hatırlar. Namaz ile kul olduğunu yeniden hisseder, namaz ile Allah yüceliği önünde gerçek manada boyun eyer. Bu bağlamda namaz kulun kulluğunu yeniden yaşamasıdır, Rabbinin huzurundaki yerini yeniden bulmasıdır.

Namaz Cenab-ı Allah ile sohbet etmek. O’na durumunu sunmak, O’ndan yardım dilemektir. Kul olarak O’nun merhametini ve bağışlayıcılığını istemektir. Namaz ile geçmiş günahların affı istenir, geleceğin Allah tarafından en güzel şekilde bize verilmesi istenir çünkü zarardan bizleri alıkoyacak yine Rabbimizdir. Çünkü O istemezse yaprak düşmez, O istemezse yağmur yağmaz. Allah namazlarımızda bizleri istikrarlı ve daim kılsın. Sadece O’nun rızası için kılmayı nasip etsin. Bizleri tüm ibadetlerimizde samimi yapsın. Gerçek manası ile kul olmayı bizlere nasip etsin.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...