3 Ocak 2016 Pazar

ŞEHİT


(Bir gün televizyon kanallarını gezerken bir şehidimizin töreni görüntüye geldi. Tören esnasında şehidimizin oğlu dedesinin elini tutuyordu. Tören boyunca da torun ve dedenin elleri ayrılmadı. Bu görsel kare o günün akşamında bana doğaçlama olarak aşağıdaki satırları yazdırdı. Allah onlardan ebeden razı olsun.)

O gün ne sıcaktı ne de soğuktu. Hava ile ilgili, güneş ile ilgili, olduğum yerle ilgili hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Aynı yüze sahip yüzlerce insanı ilk defa görüyordum.

Sadece o gün gülünmemesi, oyun oynanmaması ve gereksiz yere konuşulmaması gerektiğini hatırlıyorum. Benim ve annemin şimdiki hali de zaten o gün öğrendiğimiz; gülmemek ve gereksiz yere, gereksiz ise konuşmamak oldu.

Evden çıkarken dedem elimden tutmuştu. O yaşıma kadar ve sonrasında ne dedemin ne de başkasının elimi bu kadar uzun süre tuttuğunu anımsamıyorum. Ben bazen elimi çekmek istesem bile dedem biraz daha sıkı tutuyor ve elini bırakmama izin vermiyordu.

En önde biz yürüyorduk. Hayatımın en uzun yolunda yürümüştük. Öyle bir uzunluk ki daha halen o yolda gündüzleri ve geceleri yürüyorum. Bazen tek, bazen yüzlerceyle. Bazen gözlerim buğulu, bazen acı bir tebessümle. O günü tekrar yaşamak demek babamla ilgili her şeyimi yine yaşamak demek.

 O gün öğrendiklerim en değerli olanlardı. Çünkü o gün öğrendiklerimi de babamdan öğrenmiştim.
Bayrağımızın renginin güzelliğini, vatanımı, milletimi o gün öğrenmiştim.

O gün öğrendiğim en önemli şey ise; Allah’a olan inancın ne demek olduğuydu.

O inanç ki! İnsanın canından, sevdiklerinden ve tüm yaptıklarından daha değerliydi. Bunları öğrenmiştim ama babam gibi olabilir miyim? Bilmiyorum.  

Babamın ve babam gibi başkalarının bu ülke için canını vermesinin diğer insanlar için ne kadar değeri vardır bilmiyorum. Zaten babam da mücadelesini veriyorken, böyle bir endişe taşımamıştır.  
·              *        *
Mefkûresiz insanları gördüğümde, eğlence ve sefahat sarhoşluğunda ömür tüketenleri gördüğümde yani kısacası her türlü pespayeliğimizi gördüğümde karşıma babam geliyor. Bakışıyoruz, konuşmuyor. Yüksek bir dağa doğru yürüyor ve bir anlık arkasına bakıp “henüz yolum bitmedi” diyor.

Babaaaa babaaaaa bizi de götür. Annemi ve beni de götür. 

(Eğer konu vatan ve vatanseverlik ise bizlerin en büyük ibret alacağımız husus tüm şehitlerimizin bu vatan için her şeyden geçerek canlarını seve seve vermesidir sanırım.) 


Turgay URGUR 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...