11 Mart 2015 Çarşamba

Seçmen neye bakar?


Kabataş’a bakmaz. Gezi’ye takılmaz. Uzun uzun uzadıya televizyonlardaki hükümet yıkma ve kurmacalara da bakmaz. Çünkü bu vatandaşın en iyi bildiği iştir ve neredeyse uzmanlık alanıdır. Bugünlerde herkes bu tür programlardan bıkmış durumda görünüyor. İzlemiyor. Dış ziyaretçiye, içteki saray muhabbetlerine, yeni alınan mercedeslere de bakmaz. Fidan’ın istifasından veya geri gelmesinden kendisine bir kıstas çıkarmaz. Vatandaş basit ve düz mantık yürütür. Yol, hastane, su, sosyal güvence, eğitim de kendisine destek, güçlü bir ülke gibi yaşanır algılarının-isteklerinin gerçekleşmesini ister. Yoksa Taraf’ın veya Zaman’ın değişimleri onun için önemli değildir. Bu tür değişimleri ve dönüşümleri insanın doğasıyla ilişkilendirir. Sokak eylemlerini, molotofları aklının bir kenarına not alır ama dövizli yürüyüşler, Avrupa tarzı eylemler onun tercihleri için yön verici değildir. Bilakis bu tür eylemler vatandaşta ihtilal, anarşi ve boş iş düşüncesi oluşturur.   
Seçiminde iki husus önemlidir. Öncelikle değerlerine saygı ister. İkinci olarak öncesi ve sonrasıyla kıyaslama yapar. Az bir zaman kaldı ve tekrar göreceğiz. Şimdiden bir tahminde bulunmaya ve tahmin kelimesini kullanmaya bile gerek yok. Muhalefet partilerinin yöntemleri ve söylemleri değişim için yeterli değil. 15 sene öncesiyle bir fark yok. Bunu benim ya da başkasının söylemesi bir şeyi değiştirmiyor. Herkes karnesini eline alacak. Felaket senaryoları yazan siyasetçi modeli vatandaşın ilgisini çekmez. Çünkü seçmen, siyasetçinin kaostan prim arama niyetini gayet iyi algılayabiliyor.
Seçmene akıl vermeye çalışmak, seçmenin dürüstlüğünü sorgulamak, düşüncelerini hafife almak ise yapılmaması gerekenlerin başında gelir. Deneyenler kayıp olup gittiler.

Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...