Kabataş’a
bakmaz. Gezi’ye takılmaz. Uzun uzun uzadıya televizyonlardaki hükümet yıkma ve
kurmacalara da bakmaz. Çünkü bu vatandaşın en iyi bildiği iştir ve neredeyse
uzmanlık alanıdır. Bugünlerde herkes bu tür programlardan bıkmış durumda
görünüyor. İzlemiyor. Dış ziyaretçiye, içteki saray muhabbetlerine, yeni alınan
mercedeslere de bakmaz. Fidan’ın istifasından veya geri gelmesinden kendisine
bir kıstas çıkarmaz. Vatandaş basit ve düz mantık yürütür. Yol, hastane, su,
sosyal güvence, eğitim de kendisine destek, güçlü bir ülke gibi yaşanır
algılarının-isteklerinin gerçekleşmesini ister. Yoksa Taraf’ın veya Zaman’ın
değişimleri onun için önemli değildir. Bu tür değişimleri ve dönüşümleri
insanın doğasıyla ilişkilendirir. Sokak eylemlerini, molotofları aklının bir
kenarına not alır ama dövizli yürüyüşler, Avrupa tarzı eylemler onun tercihleri
için yön verici değildir. Bilakis bu tür eylemler vatandaşta ihtilal, anarşi ve
boş iş düşüncesi oluşturur.
Seçiminde
iki husus önemlidir. Öncelikle değerlerine saygı ister. İkinci olarak öncesi ve
sonrasıyla kıyaslama yapar. Az bir zaman kaldı ve tekrar göreceğiz. Şimdiden
bir tahminde bulunmaya ve tahmin kelimesini kullanmaya bile gerek yok. Muhalefet
partilerinin yöntemleri ve söylemleri değişim için yeterli değil. 15 sene
öncesiyle bir fark yok. Bunu benim ya da başkasının söylemesi bir şeyi
değiştirmiyor. Herkes karnesini eline alacak. Felaket senaryoları yazan siyasetçi
modeli vatandaşın ilgisini çekmez. Çünkü seçmen, siyasetçinin kaostan prim
arama niyetini gayet iyi algılayabiliyor.
Seçmene
akıl vermeye çalışmak, seçmenin dürüstlüğünü sorgulamak, düşüncelerini hafife
almak ise yapılmaması gerekenlerin başında gelir. Deneyenler kayıp olup
gittiler.
Turgay
URGUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder