DSP
hükümetinde Ecevit’in arkasında bekleyen Bahçeli ile Yılmaz’ı ve
çaresizliklerini hepimiz hatırlarız. Anayasa kitapçığı fırlatmalarını, CHP’li
vekilin Hacca giden vatandaşla alay edişini, 28 Şubat zulmünü ve kendilerince
vatandaşı hiçe sayan açıklamalarını, üniversite kapılarından ve asker (yemin) törenlerinden
geri çevrilen başörtülü kızlarımızı, annelerimizi hatırlarız. O günlerde birçok
kız kardeşimiz üniversiteden mahrum edildi. Katsayı saçmalığı ile Anadolu
çocuklarının yıllarca önü kesildi. Milli şef döneminin uygulamaları ise az bir
zenginden başka sağcısı-solcusu hiçbir vatandaşa umut vermezdi. Moğoltay’ın
adalet bakanlığı zamanındaki kadrolaşma hırsını da, 5 nisan kararlarını,
e-darbeleri, deprem zede paralarıyla ödenen memur maaşlarını da hatırlarız. Geçmişte
bunlarla uğraşılırken kimsenin aklının ucundan ‘devletin parası nerelere
harcanıyor ?’, ‘kim neyi götürüyor?’ deme lüksü bile olmazdı. Olmazdı çünkü
vesayet herkesi susturmuş ve boyunduruğu altına almıştı. Şimdilerde ‘demokrasiden
dönüş yok’ şovu yapanlar o günlerde Çevik Bir’e mektup yazma derdindeydiler. Yakın
zamanda ise babası yaşındaki sakallı amcalarımıza el öptüren siyasileri, kasetle
gelenleri de hepimiz gayet iyi biliyoruz. Rahmetli Erbakan başarılı bir ekonomi
yürütmüştü ve o günlerde kendilerini kurtarmak için ‘artık gidin’ diye başlık
atanlar şimdilerde ağızlarına pelesenk ettikleri gibi ‘doğruluk, ahiret, helallik,
bu dünyanın yarını da var, firavun, yezid’ muhabbetleri yapmıyorlardı.
Seçmen
üstteki paragrafa iyi bakar. Çünkü henüz daha kimse bu yapılanların yanlış
olduğunu itiraf etme civanmertliğini gösteremedi. Bundan 13-14 sene önce seçmen
bir tercihte bulundu ve AK partiyi tek başına iktidara getirdi. Oylarını her
seçimde arttırdı. Basit bir hesapla; 10 üzerinden 5 verdi. 10 üzerinden 10
vermedi. Demek ki bazı eksikler vardı. Yanlışlar vardı. Aynı seçmen
ana-muhalefete 10 üstünden 2 verdi. Diğerine 10 üstünden 1,5 verdi. Şimdi hatayı
nerde aramak gerekiyor? Suçlamalardan, eleştiriden ve insanların tercihlerini
küçümsemekten vazgeçip düşünmek gerekiyor. Düşünmesi en çok gerekenler
öncelikle en az oyu alanlardır. Seçmen kararlılık istiyor ama çatışma
istemiyor.
Ak
partili seçmen şu anda üretim, eşit dağılım, israf, yerel yönetimler gibi
konularda partilerini başarılı görmüyor. Fakat başka bir partinin daha iyisini
yapacağı düşüncesine de kesinlikle sahip değil bilakis bir şeylerin geriye
gideceğini düşünüyor. Merak eden köydeki vatandaşlarımıza, ev hanımlarımıza,
üniversite öğrencilerimize, ticaretle uğraşanlara sorabilir.
Uyanalım
da ‘şuur geçmişimizi’ bir zahmet analiz edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder