22 Ocak 2013 Salı

Keşke & insan


 

Keşke

Düşmanlarımızı anlattığımız kadar sevdiklerimizi de anlatsaydık,

Özlemlerimiz gibi birlikteliklerimiz de içten olsaydı,

Konuştuklarımız gibi düşündüklerimiz de bizden olsaydı,

Sadece alırken değil satarken de hakkaniyetli davransaydık,

Ölümden korktuğumuz kadar yeniden dirilmeye inansaydık,

Başkalarını kıskandığımız kadar kendimize dönebilseydik,

İnsan

İnsan “okudukları” olur.

“yazdıklarını olmak” ister.

Ah bir de…. İnsanın “konuştukları” var ya işte insan o zaman bambaşka birisi olur.

Kendisiyle konuştuğu kadar başkalarıyla konuşmaz insan.

*

İnsanı oldurmak için okuturlar. Bazıları yazdırır. Ama nedense konuşturmazlar.

Dinletirler, izletirler ama konuşturmazlar.

*

İnsanın bir de okumadıkları vardır. Okumadıkları kadar  ‘okuyamadıkları’ da vardır.

 

Kendi yazdıklarını okur mu insan? Kendi yazdıklarını ne kadar anlar? Yazdıklarını okusaydı diğer sefere neler yazardı?   

 *

Oku! Ayetlerden birisinin “Oku” olmasıyla söze başlarız. Okumanın öneminden dem vururuz. İlginç. Yine de okumayız. Sanki oku denilince bize söylenmiyor. Biz sadece başkalarına oku demekle mükellefiz. İlginç.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...