İnsanlar yazdıkları veya konuştukları ile örtüşmüyormuş. Necip Fazıl
yaşadığı hayatı da zaten inkar etmiyormuş. Vs Vs. Şiirin zirvelerinde gezmiş bir insanın
hayatında inişler ve çıkışların olması imkânsız mı? Ayıp mı? Belki de hep yanıldığımız
noktada bir dejavu vakıası daha. İdolleştirdiklerimizin insan olduklarını
belirli zamandan sonra özellikle ölümlerinden ardından unutmamız. Ama asıl dikkati hedef gösterilen nokta çekiyor. O da şu: Necip Fazıl’ın yıllarca
sağın, Milli görüşün üstadı olarak adlandırılması. Özetle deniliyor ki: ‘işte sizin adam bu.’ Ben
de diyorum ki: ‘Hayat’ bu kardeşim, ‘hayat’ bu. Kendine bakarsan bir değil bin
Necip görmek mümkün. Bu arada şaşırmış gibi yapmaya da hiç gerek yok. Isıtılan
yeni değil.
·
*
*
Bir Cemil Meriç’imiz daha
olsaydı ne güzel olurdu. Şimdiyi anlatsaydı bize. Sağa sola gömülmeden batıdan
doğuya bir çizgi bir ışık çekseydi tekrar. Milleti, dini, moderniteyi,
münevveri, cumhuriyeti, Osmanlı’yı tanımlasaydı. Terörü, açılımı, Suriye’yi,
Gazze’yi anlatsaydı. Biz de ona hep
olduğu(olageldiği) gibi inansaydık.
·
* *
Savaşsız, açlıksız, ayrılıksız
günler yaşıyorsak çok ama çok şükretmeliyiz. Böyle bir coğrafyada hem Müslüman
hem de Türk olmanın bedeli çok ağır. Kısacası
kalitenin bedeli ağır.
·
* *
Evlatlar ile acılar da toprağa gömülmüyor. İşte bu yüzden
teröristle müzakereden açılım devşirmek insan olanlara zor geliyor. Kelime
oyunlarıyla teselli almak ise “artık yeter” dedirtiyor.
·
* *
Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura erer.* Bir cümleye
kimsenin itirazı olmaması ne kadar da güzel. Geçen ayette* olduğu gibi tüm
ayetlere de tüm insanlığın itirazının olması ne kadar da güzel. Eleştiri yok,
sorgulama yok, itiraz yok sadece ‘anlamaya çalışmak’ var. Gelin herkesin
üzerinde mutabık olduklarını konuşalım. Huzur bulalım dostlar. Huzur.
Bir gün daha demini alırken
ve artık GünDEM olurken muhabbetle kalın. Allah iki cihan mutluluğu versin.
Turgay Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder