18 Mayıs 2011 Çarşamba

Eskimeyen İfadeler.

Peki ya Orhan ağabeyin ifadesiyle serbest çalışmalar öyle mi? Kesinlikle hayır. Çünkü serbest çalışmalarda sözler söyleyenden ziyade dinleyene aittir. Bazen gözyaşları eşliğinde, bazen duvarları yumruklarken, bazen derin bir ‘ah’ çekerken, bazen gecenin en tenhasında, bazen ayrılık sizi bitirmişken, bazen özlemin zirvesindeyken, bazen aşk bilincinizi almışken, bazen ilk bakışta, bazen son görüşte; dillenen-dinlenen aşk nağmeleridir. Bu nağmelerde bir tek bile gereksiz kelime bulamazsınız. Her kelime lazım, her kelime önemlidir. Yerine başka bir kelime koysanız anlam değil cümle kalmaz. Kelimelerin yerini değiştirmek onları başkalaştırır. Kişi sahtekâr da olsa, katil de olsa, yalancı da olsa bu seçilmiş sözler onun için gerçektir. Çünkü bu sözlerin gerçekliği onun istemi dışında kendi varlığı ile ortaya çıkar. Dile getirilme zamanı özel anlardır. Bu yüzden devamlı kullanılıp-atılanlara benzemez. O an için yaşanan sözlerdir.  Bazı örnekleri…

Sen mutlusun, ben perişan yıkılmazdım sevmiş olsan. (Ferdi Tayfur.)
Ben insan değil miyim? (İbrahim Tatlıses)
Esrarlı gözler. (Müslüm Gürses)
Ben topraktan bir canım senin gibi. (Orhan Gencebay)
Benim meselem. (Müslüm Gürses.)
Yıldızlarda kayar. (Ferdi Tayfur)
Dil üzmezim, tek hece var ismimde. …(Orhan Gencabay)
Terk etmek ne kadar kolay, sen kolay olanı seçtin. (İbrahim Tatlıses. )

İşte bu dil umumi bir dildir. Ne bir partinin, ne bir meşrebin, ne bir kıskanç eşin, ne bir ideolojinin, ne bir bencilin, ne bir vatan haininin, ne bir kendini bilmezin, ne de başka bir birin. Duygunun ve düşüncenin kelime fazlalığından ve kelime yandaşlığından ayrılmış halidir.

Dilin arılaştırılması için öncelikle duygunun ve niyetin arılaşması gerekir. Eğer siz bir lideri dinlerken kendinizi Cuma vaazında veya ayrışmanın kenarında hissediyorsanız. Ya da söylenen size yalan geliyorsa, samimi değilse. Daha da tehlikelisi terör cümlelere de sirayet ettiyse işte o zaman sizin bireyselliğinizi yeniden sorgulamanız gerekmektedir. Kişinin zaten yapması gerekeni sürekli başınıza vurması gelecek adına çok bir şeyler sunmaz. Bir toplum yapacaklarını değil de yaptıklarını çok konuşmaya başladıysa gerileme çanları çalmaya başlamıştır. Bu bağlamda serbest çalışmaları dinlemek ya da söylemek ruhunuzu yeniden kazanmanıza yardımcı olacaktır.

T.Urgur



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...