10 Şubat 2011 Perşembe

Yeniden doğmak 3

Yeniden doğmak 1-2-3  isimli yazılarım kendimce bir aydınlanma (ötesinde nurlanma) yoludur. Kendi hayatımda birer düstur olarak yaşamaya çalıştığım bu düşüncelerimi oluştururken gerçek ve öz, yaşatan ve yaşanabilir olmalarına özen gösterdim. Sözel olarak arkadaşlarım, öğretmenlerim, öğrencilerim ve aile üyelerim ile zaman zaman paylaşmaya çalıştım. Yazdıklarımın konuşulur olmasına da ayrı bir titizlik gösterdim. 

Birey kendisini ifade edebildiği kadar birey olma yolunda mesafe kat eder, insan etrafında gelişen olaylar hakkında önem sırasına göre yorumlar yapabilmeli ve bu yorumlarını girdiği ortamlarda paylaşmalıdır. Böylece kendi düşüncelerinin ne kadar doğru olduğunu ölçe bildiği gibi aynı zamanda diğer insanların düşüncelerini de öğrenerek kendi düşüncelerini yeniden revize edebilmeli. Toplumda bu tür konuşmalar karşılıklı dinlemeye dayalı olarak bir alışkanlık haline gelmeli. Dinlemek taşıdığı anlamı mutlaka yansıtan bir eylem olmalı. Dinlemek ile dinliyor görünmek arasında ciddi bir fark vardır. İletişimin en yüksek teknolojiler ile yaygınlaştığı bu zamanlarda ne yazık ki sözel ve duygusal iletişimden fersah fersah uzak günler yaşamaktayız. Ev sohbet ortamlarında bile insanların sanal gündemleri var. Aynı ortamlarda farklı frekanslarda yaşar olduk.  Düşünce de doğal olmayan bir madde gibi durmadan yeniden dönüşüm sürecinden geçirilen ve durmadan tüketilen ama tatmin vermeyen, geliştirmeyen bir olguya dönüştü. Bilgi denilen mefhum üretim esnasında canlılık sergileyen ve bu süreçte büyüme ikanı bulan bir yapıya sahiptir. Halef ve selef ilişkisi üst düzey bilgi ortamlarında yaşatıldığı gibi toplumun diğer kesimlerinde de karşılıklı çözüm ve öneri bağlamında yeniden canlılık kazanmalıdır. İnanıyorum ki bu bizlere düşünce ve yorum farklılıklarının ne kadar önemli birer zenginlik olduğunu tekrar kavratacak. Ön yargıları, ön yergileri ve gizli yargıları silmemizi sağlayacak.

Turgay Urgur   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...