19 Şubat 2011 Cumartesi

Recycling Mısır 2




1517’de Osmanlı gelir. İstanbul’a uzaklık işleri  kolay kılmaz. Vali’ye Paşa rütbesi ağır gelir. Osmanlı meşhur Tımar sistemini devreye sokar. Avrupa’nın gelişim rüzgarı; altın-gümüş dengelerini, Osmanlının dengesini ve Mısır’ın zor zahmet uzaktan kumandalı dengelerini de bozar. Ordu zam ister. Sadece şimdiki ordularda değil eskilerinde de ‘görev kutsaldır’.

Memlük ileri gelenleri Osmanlının gidiş-gelişlerinden boşluk bulurlar. 1798 Fransız İşgaline kadar Beylik sürerler. Ne de olsa adı üstünde MEMLÜK BEYLERİ. Osmanlıya karşı Memlüklerin yenildiği gibi recycling adına yine Fransızlara karşı mağlup olunur.

Ardından İngiltere – Osmanlı birlikteliği ve yeniden Osmanlı’nın adı.


Mısır’ı Memlüklerin kendilerini koruyabileceği inancını kaybetmişlerdir ta ki yeni koruyucu Kavalalı Mehmed Ali gelinceye kadar. Mehmet Ali top, tüfek, barut imal eden küçük fabrikaları kurarak kendi varlığını ve Mısır’ın güvenliğini devam ettirmeye çalışır. Mısır ordusunun Mısırlılaşması adına da bir dizi faaliyetler yapar.

Memlükler- Fransızlar- İngilizler –  Osmanlı. Bunların arasından Mehmet Ali ulemanın gönlünü eder ve yeni vali olur. Kimilerine göre Mehmet Ali ülkeyi 1952’ye kadar yönetecek bir sistem kurar ve Osmanlıya karşı Mısır’ı korur. Ne diyeyim, sözün bittiği yer. Yönetilmek de insanın doğasında olsa gerek, kendi içinden değil de dışarıdan gelenlere pek fazla ses çıkarılmaz.    

İngiliz-Fransız-Avusturya donanmasının 1827 Navarinde Osmanlı-Mısır donanmasını batırması aslında tarihteki gerçek dost-düşman fotoğrafının aslıdır. Bu olayları 1833 Hünkar İskelesi ve Balta limanı antlaşmaları takip etti. Ticaret elden gidiyordur.   

1840 Londra Antlaşması ile recycling sürecinde İmparatorluk eyaleti olmaktan taşralı  hammadde tedarikçiliğine geri dönülüyordu. 

1879 da borçlar ve Faizleri Mısır’ın başına dert olur. Öyle bir dert ki İngiliz başkonsolos Mısır’ın taçsız hükümdarı olur. Tabi bu işlerin ağır bedeli Süveyş Kanalının hisselerinin elden gitmesi olacaktır.

İngiltere’nin niyetinin kurtar-çekil olmadığı zamanla anlaşılır. Çünkü halk kendi dertlerine ancak kendisinin çözüm olacağını geç anlar veya anlaştırılmaz. Tüketirken, sakinken düşünmeye zaman kalmaz.  İngilizlerin tahliye yalanları adı üstünde hep yalan olarak kalırlar.

Liberal Anayasacılar ile Vefd belirli grupların hizmetinde çalışır ve bir amaçtan ötesine geçemezler. Recycling, hükümetlerin varlığının İngilizlerin desteği ile doğru orantılı olduğunu gösteriyordu.

Yeni bir halk kahramanı ilkokul öğretmeni Şeyh Hasan el-Benna Müslüman Kardeşleri kurar. Partinin isim babasını tebrik etmek lazım. Ezilen halkın sömürüye, fakirliğe, istilaya karşı sesi olur. 

(Devam edecek)

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...