17 Şubat 2011 Perşembe

Recycling Mısır 1


Hz. Yusuf’u hapisten tahta çıkaran Mısır. bolluk ve kıtlıkları, refah ve sefaleti, huzur ve kaosu hep ardıllar halinde yaşayıp geldi. Nil’in zeki çocuğu bazen şımardı, bazen akıllandı. Kime itaat, kime isyan edeceğini ise hep bir döngüyle öğrendi.

Hz. Musa’yı da sarayda büyüterek olmayacak mucizeleri yaşadı. Her felaketin(kan, kurbağa, bit, sel, vb) ardından Hz. Musa’ya giderken, dönüşte her şeyi çok çabuk unuttu.  

Mısır’ın değil belirli bir kesimin parlamentosu her zaman değişmeyen bir yazı(!)  oldu. Mübarek tarafından tek rakibi Ayman Nur ne hikmetse hapse atılır.  Hapisin Mısır’ın tarihinde çok ayrı bir önemi vardır.

Önce geçmişine bir bakalım;

Mısır için insani olan bir yönetim ise Hz. Ömer ‘in kumandanı Amr ibni As’ın yönetimidir ki Hz. Ömer kendisine bir konut yapmasına bile müsaade etmemiştir. Ganimet alınmamış, sadece Müslüman olmayanlardan baş vergisi alınmıştır.

Hz. Osman daha sonra kendi üvey kardeşi Abdullah’ı görevlendirmiştir. Vergiler artmış, katı politikalar ambarlardaki buğdayla birlikte sevgiyi tüketmeye başlamıştır.

Emevilerle birlikte Arapça konuşan bir Mısır gelir. Emeviler askeri genişleme hayaliyle yanıp kavrulurken Mısır’ın iç sorunlarını görmek istemezler.

Abbasiler ile baskı ve şeriat kuralları harmanlanarak çözümler aranır.

Lakin ülke insanı halen daha Firavunlardan bu zamana gelen Mısırlı olan kimliğini taşımaya devam eder. Devam etmek ister.

Valiler.... Uzaktan bağımlılık valilere kısa vadeli bağımsızlıklar verir. Ahmed İbn tolun bunların ilklerindendir.

Valilere bir de onlarla birlikte hareket etmekten haz duyacak askerler eklenir. Ordu ve siyaset pokerinin en güzel örneklerinden seçmeler yaşanmaya başlar. Tabi halk artık daha bir başka ezilir. Yağma, talan başlar.

Nil.... Nil verdikçe, alıcılar değişir. Tarımsal bir ülke oldurmak ikinci bir yazı(!) olur. Bu yazıyı ileriki bölümlerde en güzel İngiltere okuyacaktır.  Verimli toprak, itaatkâr fellah, kalleş vali, hazır ordu, iştahlı dış devletler Mısır'ın olmazsa olmazlarıdır. 

Ihdişi hanedanı da Nil’in gel git’lerinden istifadesini alır. Gelir, alır, gider.

Kötü yönetim Fatımi’lere davet açar. 1 Temmuz 969 Fatımi’ler Mısır başkentine girer. El – Kahir kurulur. Halkın mezhebi ve yönetenlerin mezhebi farklıdır. Üçüncü bir yazı da bu olur, dil, ırk, mezhep, din farkı yönetilenler ile yönetenler arasında hep olacaktır. Mısırlılar artık Araplar, Türkler, Berberiler, Sudanlılar, Siyahlar ve hepsinin son günlerinde  recycling sürecinde bir de beyaz(en beyazlara) alışacaklardır.

973’te Muiz, kılıcını çekerek “işte benim şecerem diyecektir.” Bu kılıç, her yeni dönemin yöneteninin elinde gerektiğinde çekiliverecektir. Mevcut Ak hükümetin eski Kültür Bakanının başındaki ile aynısı mı bilmiyorum. 

Bu kadar karmaşa Mehdisiz olur mu? Aziz’in oğlu el-Hakim ilginç yöntemleri ile eser geçer. Dürziler onun bir gün yine döneceğine inanırlar. Recycling devam etmektedir.

1099 Haçlılar gelir. Nil çeker. Mısır vezirleri Selçuklulara karşı Haçlıları kullanabileceklerini sanırlar. Lakin 70 bin savunmasız Müslüman’ın katli yazının böyle olmadığını vezirlere okutur.  

Şimdi Mısır hem Haçlılarla hem de Zengi ile kur yapar. Bu tehlikeli ikili- aşk oyunları Mısır’ın İsrail ilişkilerinde de hissedilecektir.

Nihayetinde Selahaddin Eyyübi yetişir. Haçlılarla mücadele, medreseler, adil yönetim, sulama sistemleri, ark ve bentler; bu dönemin dikkat çekenleridir.  Avrupalı şövalyeler Selahaddin’den insanlık öğrenirler.  Selahaddin aksiyon adamıdır. Saray da değil dışarıdadır. Nil yine Mısır’a gülmüştür.

Eyyübi’yi Memlüklüler takip eder. Türkçe yine gelir. Memlüklüler Mısır’ın yeni miğferidir. Miğferin ucu bazen halka da batar tabii. Halk yapılan binaları, cömert bahşişleri sever. Verilen kendi parası da olsa almak güzeldir.

Unuttuğumuz bir de Veba vardır. Veba da Nil gibi bazen acımasız uğrar. Yönetenleri alaşağı edip, değiştirecek kadar esaslı bir Yazıdır.   

Yeni Moğol tehdidi Mısır’ı Osmanlıya yaklaştırır. Lakin Timur zalimdir. Memlükler durumu zor kotarır.

1517’de Osmanlı gelir. İstanbul’a uzaklık işleri pekte kolay kılmaz.

(Devam edecek.)

Turgay Urgur


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...