4 Nisan 2013 Perşembe

Azınlık


AZINLIK
Çok olduğumuzu kesinlikle düşünmeyin. Hepimiz oylarımızı tek bir partiye versek binde bir bile fark oluşturamayız. Bir meydanda konuşsak üç beş çocuktan başka yanımıza gelen olmaz. Onlar da az bir süre sonra sıkılırlar yanımızdan ayrılırlar. Gelse gelse yanımıza köyün delisi ile belediyenin zabıtası gelir. Deli eksenimizin aynı olduğunu düşünür. Zabıta da malum asayiş kontrolüne gelir. Özetle kendi kendimize konuşur, kendimizi dinleriz. İtibar görmeyen düşüncelerimiz ise bildiğiniz üzere uzun zamandan beri değiştirmeden söyleyip durduğumuz şeylerdir:

Vatanının istikbalini ilgilendiren mevzular popüler siyasete malzeme yapılmamalıdır.
Gücü eline geçiren her yaptığım doğru dememelidir.
İnsanımız bilinçsiz tüketimden kurtulmalı. Her türlü maddi ve manevi israftan kaçınmalıdır.
Milli şuur, İslami ahlak; bu bölgenin en değerli servetidir. Onları terk eden bu coğrafyada huzur bulamayacaktır.
“Yeni dünya düzeni” dayatmasına boyun eğmek yok oluş döngüsüne yavaş yavaş girmek demektir.
Büyük devletler etnik şantaja boyun eğmezler. Ulusal bütünlüğü korumaya çalışırlar.
Alabildiğimden aldığım kadar üzerine kurgulanmış bir vergi sistemi kutsal değildir.
İnsanların emeklerini, emeklerinden oluşan kazançları kolayca dağıtmak sosyal devlet olmak hiç değildir.
Oy vermek benlik vermek değildir.
‘Düşünce’ yerini konuşmaya tümden bırakınca ortaya ses kirliliği çıkar.
Sorunlar doğru yöntemlerle çözülür. Yanlış yöntemler yeni sorunları içlerinde barındırır.
Tabular eleştiriden uzak toplumlarda oluşur.  

Turgay Urgur 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...