Kanaatsizlik
önderleri yine suskunları oynuyor. Çözüm önerileri sessiz olmak ve izlemek.
Avın yere düşmesini beklemek. Çünkü konuşmak yanında birçok riski beraberinde
getiriyor.
-Konuşunca
önceki konuşmaları ile düştükleri çelişki ortaya çıkacak.
-Bir
zamanlar referans olarak eklemledikleri kaynaklar onları yalnız bırakacak.
-Arkalarından
yıllardır giden kitleleri hayal kırıklığına uğrayacak.
* *
*
“Ne
verdiniz?” sorusunun cevabı ya cerbezeye maruz kalıyor ya da metafizik bir
bilgeliğe. Lakin karşı taraf Kürdistanı çoktan kurmuş bir vaziyette. Terörist
önce ‘gerilla’ oldu, hoşgörü timsalleri onları ‘militan’ yaptı. En son raporda
ise ‘aktivist’ olarak evrimleşti.
·
*
*
Abdülhamit
Hanın karşısında yer alan ittihatçıların yanında İslamcı bazı düşünürlerin
olması ve yakın zamanda evliya ya da ulu hakan olarak millileştirilmesi güne
işaret eden bir ironi olarak not düşülebilir. Acele giden harbiden ecele
gidiyor. Değişim, gelişim veya açılım pek hayra alamet işler değil sanırım. Ben
gerici olmak istiyorum.
·
*
*
Sayın
Gül’ün ifadesi ile ‘her şey tozpembe değil’ mi yoksa? Acaba her şey ne kadar
pembe?
·
* *
Eleştiri
ile tespiti bir birinden ayırmak gerek.
Turgay
Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder