Demokrasi, insanlık ve gelecek adına
kaybımız çok büyük. Ülkemizin ışık hızına ulaşmış gündemlerinin maalesef
bizlere ve gelecek nesillere kattığı hiçbir şey yok. Her türlü duygumuz
sömürüle sömürüle adeta beynimiz kurutuluyor. Güven, inanç, sevgi, paylaşım
duygularımızı hızla yitirdik. Yerlerini korku ve meczup bir bireysellik aldı. Düşüncelerimiz,
mefkûrelerimiz içine kapanıyor. Manipüle edilmiş bilgi bombardımanları ile
mutlaka taraf olmaya zorlanıyoruz. Taraf olmamak şüphe uyandırıyor.
17 Aralık birçok şeyin üzerindeki örtüyü
kaldırdı. Toplumda sanki sadece birileri ve bu birilerinin düşmanı veya
alternatifi var. Oysa gündemin dışındaki kişiler; yani tek tek vatandaşlar
ülkenin asıl mayasını oluşturuyor. Vatandaşlık sorumluluğunu yerine getiren, en
az sen-ben kadar Devletini ve Milletini seven insanlardan bahsediyorum. Bu
insanlar; kadrolaşma, iktidar, makam, mevki, şöhret vb kaygıları taşımıyorlar.
Lakin günü oyalayan kurgu gündemler ve karşılıklı yürütülen psikolojik
savaşların söylemleri onları, bizleri, sizleri, beni, seni, onu yani hepimizi
yok sayıyor. Söz hakkı, davranış hakkı tanımıyor. Varlığımızın tek belirtisi 4
yılda seçimlerde verdiğimiz oylardan ibaretmiş gibi bizlere kabullendiriliyor.
Her türlü emeğin sahibi olan sade vatandaşlar kabullendirilmiş bir çaresizliğe
zorlanıyor. Farklı konularda hararetli değişimlerin yaşandığı bu son yıllarda ve
özellikle son 45 günde olayları değil kişileri ya da grupları konuştuk veya
konuşturulduk. Hırsızlıktan ziyade hırsızlığı yapan, gizli bir örgütlenmeden
ziyade kimlerin yaptığı ön plana çıkarıldı. Ancak geri toplumlarda olacak
şekilde faile göre eylem(ler) nitelik değiştirdi. Yine ancak ilkel toplumlarda
gelişecek tarzda faillerin başka eylemleri dikkat dağıtmak için asıl konuların
önüne geçirilmeye çalışıldı. Son tahlilde ise ister kendisini çok tecrübeli
sanan siyasal iktidar olsun isterse kendisini dünyayı kurtarmaya adamış hareketler olsun, hepsi sınıfta kaldı. Herkes için zorlu bir deneme süreci olan bu kadarcık kısa süreli
ama ani değişimler; birileri için demokrasi ve insan hakları ve bir başkaları
için kul hakları için hiç de hazır olmadığımızı tüm herkese duyurdu. Bedel ağır
olduğu gibi ortaya kötü de bir karne çıktı. Toplum olarak öz-eleştiriden yoksun
olduğumuz, gizliden iş yürütmeye eğilimimiz, vefadan yoksun oluşumuz ve bence
en önemlisi de Türkiye’yi sadece kendimiz gibi olanlardan oluşturmak
istediğimiz ifşa oldu.
Allah birliğimizi ve dirliğimizi bozmasın.
Hepimize özgür iradeler ve muhakeme nasip etsin.
Turgay Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder