Sevgi
neydi?
Sevgi
dediğin şey insanın kendi kendisine konuşmaları ve hayaller kurmasıdır.
İnsanların içinde sevgi olduğu kadar nefret, vefasızlık, unutkanlık da vardır.
Birbirlerini gün olur sıfırlarlar. Bir bakmışsın bazen birisi(bir duygu) ön
plana çıkmış bazen diğerleri. Çoğu duyguda olduğu gibi sevgide de bencillik
önemlidir. Yani kişinin sevgi duygusu ihtiyacı olduğu zamanlarda değerlidir.
Karşıdaki kişinin ihtiyacının herhangi bir önemi yoktur. Bu nedenlerle insanlar
sevgiyi veya aşkı tanımlayamadılar. İşi ilahi sevgiye bağlamak da bazen bir
kaçış çoğu zaman ise kolaycılık olarak tercih edildi. “Yaratılanı sev, Yaradan
da ötürü” anlaşılmayan, anlaşılmadığı için de yaşanmayan bir felsefe olarak tartışılageldi.
Sevginin
insanlar arasında pratiği olsaydı. İnsanlar bugün farklı konuları yazarlar,
memnuniyetlerini dile getirirler ve mutlu olurlardı. Sanal ortamlarda basit
basit arayışlar içinde olmazlar, gerçek muhabbetleri paylaşırlardı. Siz bunu
ister iki karşı cins arasında, ister aile ortamlarında, isterseniz toplumun
genelinde değerlendirin sonuç çok farklı olmayacaktır. Sevginin pratiği olsaydı
insanlar birbirlerine zaman ayırırlar, buluşmak için fırsatlar ararlardı. Lakin
bunun yerine bu gün insanlar arasında sadece ve sadece kaçış vardır. Eşlerin farklı
mekanlara, alış veriş merkezlerine, spor alanlarına kaçışları bundandır. Kendi içlerine
kaçışları, daha az konuşmaları bundandır.
Son
tahlilde, neler yapılırsa sevgi kazanılır muhabbetine girmeyeceğim. Kepekli
yufkayı, köy yumurtasını, hormonsuz domatesi yitirdiğimiz gibiyi sevgiyi de
bitirdik. Sevgililer gününde alınan çiçekler, kırmızı ambalajlı hediyeler,
kopyala-yapıştır mesajlar ‘sevgiyi’ değil tüketim duygusunu hatırlatacak.
Sevgiyle
kalın henüz siz de yitirmediyseniz!
Turgay
Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder