Bayılmışım.
Kendime
geldiğim zaman ile düştüğüm zamanın arası hiç yoktu,
Önce
kapının anahtarına baktım,
Kimse
yanıma gelmemeliydi,
Ama
kimse.
Bu
zavallı halimi görmemeliydi.
Duvardaki
saate, karşımdaki resme baktım,
Örtü
de yere düşmüştü.
Ellerim
titriyordu,
Çaresizlik
her yanımı sarmıştı.
İlk
olarak sandukçaya uzandım,
Bozuk
olan kilit kırılmış,
Yerinden
çıkmıştı.
Onu
bir kenara koydum.
Her
gece dokunduğum gibi kapağına yine dokundum,
“Olamaz!
İyiydim ben böyle, olamaz.” dedim.
Kimse
duymadı,
Ama
kimse.
Hüzün,
nefret, özlem, kin ve aşk;
Hepsi
bir yerde nasıl olur anne!
Bu
ne zalim çelişki!
Tükendiğim
yetmedi mi?
Bu
ne ıstırap anne?
Yıllarca
avunuyordum, avutuyordum kendimi.
Ya
şimdi!
O
ilk gün gözümün önüne geldi.
Dün
gibi. Aynı heyecan, aynı umut yüreğime geldi.
Anne
duy ne olursun….
Korktuğum ne varsa hep başıma geldi.
Nasıl
unutabilirim ki? “O ilk zarfı.”
Ve
7 yıl 365 günün her günü yazılmış,
Hepsi
şimdi benimle yerdeydi.
Aralarında
resimlerin, kuru yapraklar,
Nazar
boncukların yerdeydi.
Çocukça
elim gitti.
Usulca.
Açtım.
O ilk zarfı.
Okudum.
Yüreğim titredi.
(devam edecek)T.urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder