16 Nisan 2011 Cumartesi

Mesiha

Tarih bazen sil baştan yaşanır. Yazılanlar okunmaz, okunsa da anlaşılmaz.

Milletin hafızası ile dalga geçerler ama bu millet sabırlı olduğu kadar zamanlama konusunda da iyidir, lakin onlar bunu da göz ardı ederler.

Mesela yanar-dönerlik nedir? bizim insanımız çok iyi bilir. Mesela ikili oyun hakkında gayet bilgilidir.

İçte ve dışta farklı görünenleri çok iyi ayırt eder. Sadece gerekli cevabı vermek için susar, kısa ama öz cevap verir. Hatta cevap verdiğini bile çoğu zaman söylemez. Lakin cevap çoktan yerine ulaşmıştır.

Hak, hakkaniyet, adalet gibi kavramların yaşanmışlığını bilir. Konuşma da değil, özde adildirler. Adalet kelimesini çok fazla kullanmasalar bile manasını ve muhtevasını çok iyi bilirler. Bu konuda kılı kırk yarma hassasiyetine sahiptirler. Eşlerine, yakınlarındakilere herhangi bir ayrıcalık tanımazlar. Tanınmasından da hoşlanmazlar. Vicdanlarına sinmez, onların deyimiyle ‘içleri rahat etmez.’

İnsanımız çok belli etmese de liyakatli, takiyye yapmayan, çalışkan insanları da gayet iyi bilir. Onları daima içinden takdir eder, sevgisini çok fazla göstermez. Hiçbir zaman onlara hak ettiğinden fazla da değer vermez. Hizmet edeni sever ama onları Mesih görmez. Mesih görme acizliğine ve zavallılığına düşmez. Gözleri bağlı arkasından gitmez. Her dediklerinde, her yaptıklarında keramet aramaz, haşa mucize beklemez.

Peki. İnsanımız kendi seçtiğinin tekrar seçilmesine ne der?  Tabi ki onunda cevabını zamanı gelince verir. Çünkü bu iş sulandırma götürmez, görmezden gelmeyi affetmez.

İnsanımız düşünen, duyguları ile düşüncelerini ayırt eden insanları pek sever.

T.Urgur     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...