21 Aralık 2024 Cumartesi

Zaman

 Bir çocuğunun bilgisayarının oyun konsolu ile nükleer bir silahın konsolu arasında fark neredeyse yoktur. 


Medeniyetin(?) hayatı oyunlaştıran ve/veya katliama dönüştüren araçları benzer mantıkla çalışıyor. 


Gerçek olmayan üzerinden gerçeğin yapısı değiştiriliyor. 


Bu değişimi tohumda yaptılar. Giyside yaptılar. Yiyecekte yaptılar. Dilde yaptılar. Örf, adette yaptılar. Sıra insanı değiştirmeye değil, bizzat yok etmeye geldi. 


Bundan dolayı artık binlerin katledildiği olaylar zinciri izleyenlere olağan geliyor. 


Oysa zulüm en zayıftan güçlüye doğru usul usul, sinsice ilerliyor. 


Hedef iyiler. 


Hedef masumlar. 


Hedef güzel düşünceler. 


Zaman birliktelik zamanı. Zaman tek yürek olma zamanı. 


Evde, çarşıda, okulda, ibadethanede, sokakta ve tüm ülkede BİRLİK zamanı. 


Hedef hep bizdik. 


Çünkü dünya medeniyetinin tekrar Anadolu’dan çıkacağını gayet iyi biliyorlar. 


Turgay Urgur

Ağır



Kapattığın kapılar, 

Duvardan yapılar. 


Açtığın yaralar, 

Ruhumu paralar. 


Göz yaşın maziyi aralar,

Ümitleri  hunharca karalar.


Resimlerin yanımdaymış gibi bakar,

Yokluğun kar yanığı gibi yakar. 


Karanlık yaşamakla aramı bozar, 

Usul bir gülüşün birden yapar. 


Kahırdan yıldızlar akar,

Nefretten şimşekler çakar. 


Şimdilerde her köşe hüzün kokar, 

Hayalin yerinde mi diye yoklar.


Günahlar insanı mahzenlerde saklar, 

Vicdan, dolu misali camlarımı taşlar.


Susuzluktan değil sessizlikten çiçeğim solar, 

Saatin tik takları saçlarımı yolar, yolar. 


Yanlış şık oluverir yıllar, yıllar,

Çünkü insanı asıl yoran doğrular, doğrular. 


Ağır, 

Çok ağır. 


Ağır ağır gidelim, 

Çok ağır. 


Turgay Urgur

Yorgan

 Büyük. Büsbüyük bir yorgana ihtiyaç var. 


Bir değil, on değil, yüz değil binlerce çocuk için. 


Kim vermek ister ki? 


Yüklükte fazladan duran, baza altından, kullanılmayan veya kendinizin veya çocuğunuzun üstündeki. 


Bir gecelik ödünç. 


Sonsuzluk uykusundaki çocuklar için. 


*   *  *


Kış geldi. 


Kimileri için ‘soğukluk’ getirir. Kar getirir. 


Kimsesizler için ise sadece onları getirmez. 


Açlık getirir. 


Hastalık getirir. 


Ayrılık getirir. 


Çaresizlik getirir.


Annesizlik, babasızlık, evlatsızlık getirir. 


Yetememek getirir. Gözyaşı getirir. 


Yıkılmış evler. Paramparça aileler getirir. 


* *  *


Sonsuzluk uykusundaki çocuklar için büsbüyük bir yorgan lazım. Ödünç. Kim getirir? 


Bir yorgan. Bir gecelik. 


Merhamet gibi insanı saran, 

Sevgi gibi sımsıcak, 

Güzel sözler gibi yumuşak ve insanlık kadar büyük, büsbüyük bir yorgana ihtiyaç var. 


Anne kokusunda ve baba güveninde bir yorgan. Aynı evimizdekiler gibi. Çocuklarımızın üstüne örttüklerimiz gibi. 


Sonsuzluk uykusundaki çocuklar için büsbüyük bir yorgana ihtiyaç var. 


Ödünç. Bir gecelik. 


Turgay Urgur

4 Ağustos 2024 Pazar

Acırım Sana (2)

 Acırım Sana (2)


Yalnızlığım duvarlarda,

Sırtım pek. 

Yorgunluğum sadece dilimde, 

Kafam denk. 


Sen düşün, 

Sen üzül, 

Acırım sana. 


Nasılsa çiçeklerim soldu, 

Anı defterlerim çoktan doldu, 

Hayat beni anladı, 

Kıymet bilemediğin her an için, 

Sen üzül, 

Sen düşün, 

Acırım sana.

ZOR

 Zor. 


Evet çok zor. 


Ama 'hayatı' anlamak ölümü anlamaktan geçiyor. 


Ölüm penceresinden bakınca hayatı en net haliyle, en keskin çizgileriyle görüyoruz. 


Çok lafa gerek duymadan, çok bilmeden, çok konuşmadan, çok düşünmeden 'o' pencereden bakınca işimiz epey bir kolaylaşıyor. 


Böylece; 


Mala, 

Evlada, 

İşe,

Sohbete,

Paraya,

Arabaya,

Her türlü duyguya,

Her söze,

Her davranışa, 

Geçmişe ve de geleceğe dair bakışımız değişiyor. 


Ölümü ölmeden anlamak lazım.


Yoksa hayatı da kaçırıyoruz. 


Zor ama başka yolu yok. 


Ölümü anlamaya başlayınca;


Başka bir 'ben' bulacağız.


İlk ben'imizi bulacağız. 


Dünyaya geldiğimiz ben'i.


En masum ben'i. 


Yaşıyorsak, hala yaşıyorsak hala zaman var demektir. 


Selamlar,


TURGAY URGUR

Şan

 Sırtıma vurulan hançerin kabzasındaki kurumuş kanım kan, 


Gönül dostlarımın uğradığı yıkık bir hanım han, 


Dünya misafirhanesinde hatasıyla sevabıyla fakir bir canım can,


Elhamdulillah! Yüce Mevlanın bahşettiği şanım şan. 


Turgay URGUR

FALCI



Bir falcı buldum, 

Kendimi sordum. 


İki yol gördü, 

Hayalle ördü. 


Birinde yalnızlık, 

Diğerinde pişmanlık. 


Usul usul konuşurken,

Yalanlarına inanırken,


Titredi dili,

Ardından eli,


Sustu. 

Sanırım korktu. 


Ne oldu? ‘Hayırdır.’ dedim,

Yamacına eğildim. 


Dedi: Benim işim yalanla, 

Kendi kendine kananla, 


Bunlar ise gerçek, 

Senden başka kim bilecek?


Önce güldüm, 

Ardından üzüldüm. 


Dedi: neden bu kadar yoruldun?

Sonunda ne oldun?


Dedim: çünkü değer verdim. 

Herkesi kendimden bildim. 


Cesaretin varsa anlatayım,

Yalanlarına karşı sana gerçekleri satayım,

Ama bu sefer ben başlayayım.


Hayat kısacık bir yol, 

Olabilirsen kendin ol. 


Kahrın, 

Düşmanın.

Sabrın, 

Sırdaşın. 


Zaman halinden anlamaz, 

Kendi bildiğinden şaşmaz, 

Akıllı kişi kendinden öteye aşmaz, 

Fikrinden başkasına karışmaz. 


Misafir had bilendir, 

Merhamet sahibi halden bilendir.


Dünya handır, 

Hayat sadece ‘o’ an’dır. 

Beden aşk ile candır, 

Ruh ahlak ile şandır. 


Kimseye güvenmemeye kendinle başla, 

Aczini unutmamak için sık sık nefsini taşla.


Günah insanlık hali, 

Tövbe varsa insan elbet alî. 


Ayet ve Sünnet ile her şey belli, 

Vicdanının beğenmediği çok şey şaibeli. 

Unutma minnet bedelli, 

Mihnet ise bolca kederli. 


Sabret ki Mevla seni görsün, 

Aşkın sırrını ‘O’ çözsün. 


Masiva ile kendini yorma, 

Cevapsız soruları sorma. 


Sübhanallah ile kainatı seyret, 

Her şeyden evvel varlığına hayret!

İmkanın olduğu sürece hayır et. 

İyi ki var oldum diye şükür et.

Yarın elinden tutacak olan iyi niyet. 


Bitmemiş vakit tabi ki geç değil, 

Lakin sen sen ol erken eğil. 

Çünkü ecel saklı, 

Şekli ve zamanı farklı farklı. 


Ne oldu falcı? 


Dinlerken yoruldun,

Derin bir telaşa koyuldun. 

Sil baştan yaşamak yok, 

Yerinden çıkalı çok oldu ok. 


Evet ölüm gerçek, 

Zorunlu seçenek, 

İstesen de istemesem de bu ömür geçecek, 

Sıra sana da gelecek. 


Ağla falcı, 

Göz yaşı ruhun ilacı. 


Ağla falcı, 

Acı erdemin tacı.


Kurtuluş sancında, 

Aşk orucunda. 

Şehadetler hep Resul kucağında, 

Kulluğunun farkında olduğunda. 


Haydi kalk! Gidelim, 

Recaya yolculuk edelim. 


Turgay URGUR

İstanbul Sana Yakışıyor

 İSTANBUL SANA YAKIŞIYOR. (Yeni -coton özel serisi) 


Pierre Loti’den haliçte titreyen ayı gördüm, 

Matemlerim kalemimin ucuna sığındı.

Ha yazdım , ha yazacakken;

Süleymaniye’nin vakur bakışları şavkı boğdu, 

Sen ve Süleymaniye iki sabır mabedim, 

Gönlünüzde Hak’kı andım. 

Sen ve Süleymaniye iki miftah, 

Yüzüm kara Hak’kın tüm kapılarını çaldım. 

İstanbul sana yakışıyor, 

Hem sana hem de Süleymaniye’ye. 

Ve insan sizde tövbesinden bir farklı umutlanıyor.


*  *


Zaman gülhanede mola vermiş, 

Bir medeniyetin kaylulesinde 100 sene geçivermiş.

Yaprak yaprak tarihe giderim, 

Dalllarım kadar köklerim var, 

Hangi biri gitse, 

Diğerimi de bırakmam demiş. 

Sağlı sollu ağaçlı yoldan, 

Salınarak bir yürüyüver, 

Çınarlar diyecek:

İstanbul sana yakışıyor. 


* *


Prangalarını kırdı kıracak ‘bir ruh’

konsolosluklar önünde dolanıyor, 

Eyüp’te ilk gün gibi tevekküller bir araya geliyor. 

Gece tesettür, 

Mahremini örtüyor. 

İstanbul sana işte böyle yakışıyor. 


* * 


İstiklalde klisenin önünde bir dilenci, 

Gelen geçen o kadar çok ki! 

Gün boyunca yalnızlığı aklına gelmiyor.

Tek amaç yürümek, 

Yürümek. 

İnsan insana değdi değecek.

Elimde elin kısacık Tramvay keyfi bin hayale değecek.


İnsan bu kalabalıkta kimse bilmez sanıyor, 

Kendinin bile unuttuğu sırları

Kader açığa çıkarıyor. 

Köprünün altında bir berduş,

Üşüdüğünden habersiz soğuk ömrünü sabaha çıkarıyor.  

Çoluk çocuk, dost, akraba, misafir açları doyuran aş evleriyle bu Türk şehri bana hep seni hatırlatıyor,

İşte bu yüzden İstanbul sana çok yakışıyor. 


Heybetiyle, 

Neşesiyle, 

Muhabbettiyle, 

Mazisiyle, 


İstanbul en çok sana yakışıyor. 


Turgay URGUR

9 Haziran 2024 Pazar

ACIRIM SANA

 

Bir masalmış anlattıkların,

Benim sandıklarım.

Hayalden ve resimden ibaret,
Dilden dile anlatılmış,
Oysa hiç yaşanmamış,
Bir masalmış anlattıkların,
Benim sandıklarım.
Şimdi köşe bucak kaçarsın,
Konuşacak iki laf bulamazsın,
Eskileri karıştırırsın,
Ancak kendini bulursun,
Acırım sana.
Mazimdem kendime taht yaptım,
Unutma ben hala ayaktayım,
Bakarım sana,
Acırım sana.
TURGAY URGUR

17 Mart 2024 Pazar

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

     Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okullarımızı, sosyal alanlarımızı, evlerimizi, kütüphanelerimizi planlarken onların arzularını ve düşüncelerini hesaba katarak harekete geçmeliyiz. Onların adına değil onlarla birlikte karar vermeliyiz.

    Hele bir de konu bu kadim coğrafyada bizlere Allah'ın emaneti olan gençlerimiz olunca mevzu daha da önem arz ediyor. Çünkü Cumhuriyetimiz onlarla büyüyecek. Çünkü İslam aleminin şanlı bayrağını onlar taşıyacak. 

 * Gençlerimiz; meslekleri, üniversiteleri, gelecekteki kariyerlerini tanımak istiyor. 'Hangi meslek kendileri için en uygunu?, üniversitelerin bir birinden farkı var mı?, kariyer planlaması nasıl yapılır?' gençlerimiz bir an önce öğrenmek istiyor. Gençlerimiz onları GERÇEK DÜNYAYA HAZIRLAYAN bir eğitim sistemi istiyor. 

*Gençlerimiz; akademik başarı nasıl sağlanır? Örnekler ile bunun yöntemini öğrenmek istiyorlar. Aynı zamanda geniş yelpazede insan tecrübelerini dinlemek istiyorlar.   

*Gençlerimiz; beden ve ruh sağlıklarını korumak istiyor. Bu zamanın maddi ve manevi sorunlarından ari bir yaşama sahip olmak istiyor.

*Gençlerimiz; başkalarına faydalı olmak istiyor. Bunun için kendilerine ortam ve imkan verilmesini istiyor. Hayallerindeki mesleklerle ilgili tatillerde kısmi de olsa tanışmak istiyorlar. Uygun ve öğretici part time iş yoksunluğu maalesef gençlerimizin zamanlarının israfına neden oluyor ve hayallerini geciktiriyor. 

*Gençlerimiz; yaşam maliyetlerini karşılayabilecek kültürel yeterliliğe ve bilgiye sahip olmak istiyor. 

*Gençlerimiz, etrafımızdaki dünyayı tanımak, eğitim hayatları içinde sürekli okulda olmaktan ziyade yakın çevrelerinden başlayarak etraflarını tanımak istiyorlar. 

*Gençlerimiz, kendi öz güvenlerini kazanıp kendi iradeleri ile yakın çevreleri ile kaliteli bir iletişime sahip olmak istiyorlar. 

*Gençlerimiz, okul sonrası işsizlik kaygısından kurtulmak istiyorlar. 'Acaba mezun olduktan sonra iş bulabilir miyim?' sorusu gençlerimizin zihnini fazlasıyla meşgul ediyor. 

*Gençlerimiz, suçtan ve şiddetten korunmak istiyor. Yani kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Toplum güvenliği gençlerimizin en çok üzerinde durulmasını istedikleri konulardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. 

*Gençlerimiz, bilinçli birer tüketici olmak istiyorlar. Hem kendilerinin sahip oldukları hem de kamuya ait değerlerin verimli kullanılmasını istiyorlar. Sürdürülebilir bir üretim ve tüketim döngüsü gençlerimizin önceliklerinden. Özellikle tabiatın korunması ve gıdaya ulaşabilme hakkı gençlerimizin hassas olduğu konulardan. 

*Gençlerimiz, dijital bilgiye ulaşımın temel bir hak olarak görülmesini ve ulaşılmasını çok istiyor. Dijital okur yazarlık hakkında donanım sahibi olmak istiyorlar. 

*Gençlerimiz, kendilerine 'söz' verilmesini istiyor. Dinlenilmek istiyorlar ve de hiç şüphesiz bunu en çok onlar hak ediyor. Düşüncelerinin ve katkılarının saygı görmesini istiyorlar. Katılımcı olmak istiyorlar. Kolektif aksiyona fazlasıyla güveniyorlar. 

*Gençlerimiz, artan maliyetlerden dolayı 'evlerine yakın' fırsatların ve imkanların artmasını istiyorlar. Ulaşım, konaklama gibi maliyetleri eğitimlerinin başka evreleri için saklamak istiyorlar.   

*Gençlerimiz, neye ihtiyaçlarının olduğunun değil ne istediklerinin anlaşılmasını istiyorlar.  

*Gençlerimiz her vicdanlı insan gibi savaşların bitmesini istiyor. 

Geleceğimizin anahtarı gençlerimizde. Huzurlu, mutlu, kardeşçe ve barış içinde yaşayan bir ülkeyi onlar ile BİRLİKTE KURACAĞIZ. Bu cennet vatanımızı hak ettiği yüksek mevkilere HEP BİRLİKTE ulaştıracağız. İnanıyoruz, çalışıyoruz ve de başaracağız. Başka bir TÜRKİYE YOK. Yaşasın bu MİLLET için çırpına yürekler, yaşasın TÜRK GENÇLİĞİ. 

Hayırlı Ramazanlar, Allah oruçlarımızı, namazlarımızı, zekatlarımızı kabul eylesin. Bizleri kul hakkı ve haram yemekten muhafaza eylesin. Yaptığımız her hayırlı işimizin BİLİNÇ, samimiyet ve de iyi niyetle bezenmesini nasip eylesin.  

TURGAY URGUR  


 



2025 Açılış Konuşmam

 İnsan neyi özler? Sevgiyi, huzuru, barışı, başarıyı, umudu özler. Bunun en doğru yerlerinden birisi Siz sevgili çalışkan, dürüst ve güzel a...