4 Ağustos 2024 Pazar

İstanbul Sana Yakışıyor

 İSTANBUL SANA YAKIŞIYOR. (Yeni -coton özel serisi) 


Pierre Loti’den haliçte titreyen ayı gördüm, 

Matemlerim kalemimin ucuna sığındı.

Ha yazdım , ha yazacakken;

Süleymaniye’nin vakur bakışları şavkı boğdu, 

Sen ve Süleymaniye iki sabır mabedim, 

Gönlünüzde Hak’kı andım. 

Sen ve Süleymaniye iki miftah, 

Yüzüm kara Hak’kın tüm kapılarını çaldım. 

İstanbul sana yakışıyor, 

Hem sana hem de Süleymaniye’ye. 

Ve insan sizde tövbesinden bir farklı umutlanıyor.


*  *


Zaman gülhanede mola vermiş, 

Bir medeniyetin kaylulesinde 100 sene geçivermiş.

Yaprak yaprak tarihe giderim, 

Dalllarım kadar köklerim var, 

Hangi biri gitse, 

Diğerimi de bırakmam demiş. 

Sağlı sollu ağaçlı yoldan, 

Salınarak bir yürüyüver, 

Çınarlar diyecek:

İstanbul sana yakışıyor. 


* *


Prangalarını kırdı kıracak ‘bir ruh’

konsolosluklar önünde dolanıyor, 

Eyüp’te ilk gün gibi tevekküller bir araya geliyor. 

Gece tesettür, 

Mahremini örtüyor. 

İstanbul sana işte böyle yakışıyor. 


* * 


İstiklalde klisenin önünde bir dilenci, 

Gelen geçen o kadar çok ki! 

Gün boyunca yalnızlığı aklına gelmiyor.

Tek amaç yürümek, 

Yürümek. 

İnsan insana değdi değecek.

Elimde elin kısacık Tramvay keyfi bin hayale değecek.


İnsan bu kalabalıkta kimse bilmez sanıyor, 

Kendinin bile unuttuğu sırları

Kader açığa çıkarıyor. 

Köprünün altında bir berduş,

Üşüdüğünden habersiz soğuk ömrünü sabaha çıkarıyor.  

Çoluk çocuk, dost, akraba, misafir açları doyuran aş evleriyle bu Türk şehri bana hep seni hatırlatıyor,

İşte bu yüzden İstanbul sana çok yakışıyor. 


Heybetiyle, 

Neşesiyle, 

Muhabbettiyle, 

Mazisiyle, 


İstanbul en çok sana yakışıyor. 


Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acırım Sana (2)

 Acırım Sana (2) Yalnızlığım duvarlarda, Sırtım pek.  Yorgunluğum sadece dilimde,  Kafam denk.  Sen düşün,  Sen üzül,  Acırım sana.  Nasılsa...