29 Ekim 2023 Pazar

Filistin

Yolcuya sordum.

-Filistin kan ağlıyor. Ne yapmak gerekiyor? 

Yolcu sessiz kaldı.

-Dedim: Neden sustun?

-"Belki çaresizliktendir." dedi. 

-Hiç mi elden gelen bir şey yok?

-Elbet vardır. Olmalı. Olmazsa sorun vardır. 

-Konuşanlar, yorum yapanlar, resim paylaşanlar, toplananlar var.

-Doğru var.

-Peki en doğrusu sence ne? 

-Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Çok şeyi bildiği(mizi) sanıyordum ama bu sefer gerçekten bilmiyorum.

-Peki bu işi vebali var mıdır?

-Olmazsa sorun vardır. 

-Peki vebalden kurtulmanın çaresi var mı? 

-Elbette o da vardır. 

-Ne düşüyorsun?

-Bir Müslümana "imtihan" olarak kendisi yeter. Hani derler ya... Parayla, kadınla, çocukla, felaketler ile imtihan olmak falan diye. Bence en büyük imtihan insanın kendisine karşı duran diğer bir kendisi. İçindeki çatışmaları yaratması, sessizliğe yumulması, yok sayması, yok saymaları, olup biteni kabullenemeyişi, sıradanlaştırması, suçlaması, suçlu bulması, kelime oyunlarına girmesi, tartışmalar açması, üstlenmemesi, çoğunluk gibi davranmayı maheret sayması, sorumluluğu üst mercilere atması, her hangi bir olay gibi görmesi, umursamaması, ekranı çabucak değiştirmesi ve dahası içinde kafasında evirip çevirip sonrasında dillendirdiği ne varsa... Evet evet... ne varsa...Hepsi; insana (ya da Müslümanım diyene) imtihan olarak yeter. İnsanın ölüme üç farklı bakışı var. Uzaktakiler için, yakınları için ve bir de kendisi için. İnsan üçü için de farklı düşünüyor. En kötüsü de ne biliyor musun? Kişinin "Hayat devam ediyor." algısı içine kendisini illaki dahil etme isteği. Sanki bu algının dışında kalırsa yaşayamayacak. 

-Yani?

-Yani illa bir şeyler söylememi istiyorsan, şunu çok net söyleyebilirim.

-Nedir o? 

-Korkuyorum.

-Neden? Ölmekten mi? Aynı şeylerin senin de ailenin başına gelmesinden mi? Neden?

-Yarın mahşerde bunun hesabı sorulurken bize, bizim gibi ya da benim gibi olanlara söyleneceklerden korkuyorum. Çünkü orada muhtemelen şimdi çok kullanılan yarım yamalak tarih argümanları, ideolojik sapmalar ve diğer bir çok safsata işe yaramayacak. Çok garip. Henüz acının vehametini bile kavrayamadık. Ne diyelim? Allah asıl bizi korusun. Bugün 'ben' bu katliam karşınsında ne yapacağımı, nasıl davranacağımı, günümü nasıl şekillendireceğimi bilmiyorum. 

Bizler bu acılar yaşanırken, hayat şeklimizi baştan sona kontrol etmeliyiz. Bu acıları gördükten sonra donanımlı bir Müslüman nasıl olunur dört elle öğrenmeye çalışmalıyız. Kuran ve Sünneti Seniyye'ye sımsıkı sarılmalı ve Allah'ın farzlarını ve Efendimizin Sünnetini yaşamalıyız. 

-Son sözün nedir yolcu?

-Allah'ım Sen çok bağışlayansın. Bizleri koru. 


Turgay URGUR




 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...