O, asrın
İslam diyalektik abidesi, her türlü mücadelenin en iyi örneği, ‘hayatı adamanın’
ispatlı numunesidir.
Onu okumak
insana vizyon kazandırır. Onu yazmak insanın ruhunu genişletir. Onun eserlerini
düşünen hayatı yorumlama güçlüğü çekmez. Onun kitaplarını kendisine rehber
edinen kendisini anlamlandırır. Sabır, irade, ihtiyar, tevekkül, azim,
dayanışma ve hepsinin hulasası kulluk onun kelimeleri ile tanımlanır. Onun
cümleleri insana muhkem bir benlik kazandırır.
Onu okumak Allah,
Kuran ve Peygamber Sevgisine atılan aciz, fakir, kendi nefsince bir adımdır.
Onu irdeleyen
cerbezeden, lafızperestlikten, israftan, ribadan, batılı tasvirden uzak kalmaya
çalışır.
Lakin bu gün
Bediüzzaman’ın bu değerli mirasının kıymetinin bilinmediğini görmekteyiz. Her
bir risale grubu kendi kabuğuna çekilmiş ve onun cesaret dolu girişkenliğinden
uzak bir hale bürünmüştür. Öğrencilerden, annelerden, esnaflardan, akademik
sahalardan ve toplumun tüm diğer gruplarından uzak bir şekilde öz-eleştiriden
mahrum yöntemlerle kendi kendilerine vakit geçirmektedirler.
Üzülüyorum.
Risale
demek; gençleri anlamak - onları kazanmak demektir. (Gençlik Rehberinde izahı
bulunduğu gibi…) 365 günün neresinde gençlerin derdine ÇARE ARAYAN bir risale
grubu var? Bugün en iyi okullarda bile gençler Deniz Gezmiş’lerin, batılı saçma
sapan yazarların kitaplarıyla buluşuyor. Hangi cemaat grubunun üyeleri
okullarda öğrencileri takip ediyor. Bediüzzaman hocaları değil fenleri dinleyin
demişti. Onlar size Halık’ınızı anlatır demişti. Hangi grubun mensupları
çocukların fen dersleri, sosyal gelişimleri, güçlü iradeleriyle uğraşıyor?
Risale
demek; yeni yöntemlere açık olmaktır. (Muhakematta anlatıldığı gibi)
Öz-
eleştiriye ve dıştan gelen beklentilere açık olmaktır. Çünkü herkesin kendi
nefsinin en muhtaç olduğu gibi.)
Lütfen
lütfen. Siz frengi okumuyorsunuz ama
Risaleyi de maalesef Pazartesi-Perşembenin dışına ÇIKARAMIYORSUNUZ. Kafelere bakın. Üstünüze almadığınız her soruya cevap verme kolaycılığından lütfen sıyrılın. Eğer mesele gençlikse, İslamsa, doğruluksa; hodri meydan. Konuşmaya açık olun.
Doğu
illerine üniversite kurulmasını isteyen ve ilim meclisleri taraftarı olan Üstad’ın
talebeleri olduklarını iddia edenler doğru dürüst ana-okulu, lise bile
kuramadılar. Bugün eğitim sistemimiz hala batılı düşünceleri takip ediyor.
Bırakın modern eğitim kurumlarını kendi aralarında bile kollektiviteyi tesis
edemediler. Kainattaki tesanüd okundu, hafta hafta takip edildi ama insanlar
arasındaki birliktelik gayretine girilmedi.
Neden böyle?
En büyük
etken; dışa kapalılık. Aksiyondan uzak kalma kolaycılığı ve eleştiri kültürünün
oluşmaması. Küçük meşrepler kendi yorumlarını asıl doğru kabul ettiler ve
kendilerine yöneltilen soruları kendi sistemleri içinde cevaplandırdılar.
Bundan dolayı risale sohbetlerinde kendi tarzlarının dışında başka bir konuya,
alana, meseleye girilmez. Sosyal hayata dair hiçbir konuya değinilmez. Örneğin
aile, çocuk eğitimi, güncel bilim, güncel sanat asla tartışılmaz. Yani
sohbetteki kişi ile normal hayattaki kişilik farklılık oluşturur. Sohbetteki
hayat ile gerçek hayat aynı değildir. İnsan manevi hayata ait yaşadıklarını
sohbet anında yaşar ve orada bitirir. Mesela cenabı Allah’ın Rahman, Rahim ,
Adl, Alim isimlerini sohbet anında didik didik edenler, gerçek hayatta iş ilim
vermeye, düşünce vermeye, adalet vermeye gelince yoktur. Meselanın meselası;
risale okutanların öğrencilerimiz Hakim olsun diye bir kaygısı yoktur. Ama
Hakim bizden olsun isterler. Ya Şafi ismini okuyanların, öğrencilerimiz doktor
olsun kaygısı taşımadığı gibi. Ama doktor bizden olsun isterler. Kayyum ismini
okuyanların, okutanların, yazdıranların, ezberletenlerin; öğrencilerimiz
girişimci olsun demedikleri gibi. Ama siyasetçi onların isteklerini verince
sevinirler.
Üzülüyorum. Bu
konuya-konulara hiçbir risale mensubu girmez. Bu tür konuları YOK SAYARLAR.
Üstadın
mirası şimdiki gruplar tarafından paylaşıldı. Herkes eseri sadece kendi
kurtuluşu için inceledi. Kendi yöntemini yüceltti. Ve birilerinin kendiliğinden
(teşekkele bi nefsihi) kitaplarla buluşmasını bekliyorlar. Bak ey gafil, şu
koca kainatta hiç tesadüf var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder