Telaştan, işten ve tüm diğer
zihinsel safsatalardan geriye zamanınız kalırsa, olduğunuz (evet olduğumuz)-yaşadığınız
(nasılsa?) şehrin sokaklarına bakın. Geldiğimiz yeri (insan olarak) en güzel
onlar anlatır. Olduğumuz dedim, insan sokağında olur. Benliği, karakteri,
ilişkileri ve içi ile insan sokağında olur. Sokak zihnin, medeniyetin geldiği
ve ulaştığı yerdir. ‘Özgürlük gece
kondusu’ kafeleriye, şadırvanından kopmuş camileriyle, otoparklaşmış yollarıyla
sokak insanlığın geldiği yerdir.
Çöpçülerin sokaklardan
ilk olarak süpürmesi gerekenler; paçozluk, özenti, ucuzluk ve adam-sendecilik
olmalıdır.
·
*
*
Sanal âlem deyip
geçmeyin. Gerçek dünyadan daha gerçektir. Orada arkadaşlıklar süzülür,
engellenir veya hiç kabul edilmez. Günlük yaşamda kehren merhaba dediklerinizle
sanal âlemde arkadaş bile olmazsınız. Belki de en büyük nedeni sanalda
ben-merkezli olmamızdır. Kaygılar ve korkular olmadan hareket ederiz. Sanala baktıkça
gerçek dünyada neleri kaybettiğimiz ortaya çıkar.
Örneğin gün içinde birisi
sizi bir şeyden dolayı ortam gereği kutladı, hayırlı olsun falan dedi. Sanal âlemde
ise bu o kadar kolay değildir. Kişinin beğenmesi veya beğenmemesi gerçek
duygulara dayanır.
·
*
*
Eski dostlarla ara sıra
bir araya gelince tek farkına vardığın şey: yaşlandığım.
·
*
*
Tom Butler Bowdon’un 50
psikoloji klasiği isimli kitabını özellikle tavsiye ederim. Klasiklerden, yakın
zaman düşünürlerine kadar 50 farklı kişinin öğretileri özet bir şekilde
anlatılmış. Ben okudum ve tekrar okuyorum.
Kesinlikle iyi gelecek, tavsiye ederim.
·
*
*
Doğru kelimeleri, doğru
arkadaşları, doğru mekânları seçmediğimizi düşünüyorsak hepimizin biraz
dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Şu anda bundan o kadar da mustaribimdir ki anlatılmaz.
Ah zaman ah!!!
Zamanı anlamak varoluşu
anlamak gibidir. Zamanı anlamak kendini anlamak gibidir. Asla durmayacak, asla
yetişilmeyecek. Ama içimizdeki sonsuzluk ateşi de son ana kadar yanmaya devam
edecek. Şükür.
·
*
*
Haftanız güzel ve
bereketli olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder