Bu kadar bilginin ve
bilgi aracının olduğu bir dünyada ortalık bıkkınlık ve sıkkınlıktan geçilmiyor.
Hafta sonu bir arkadaşım “Başka bir âlem için yaratılmış bu kadar bedeni ve
ruhi cihazat tamamen bu dünyaya tevcih edilince sonuç kaçınılmaz oluyor.” dedi.
Stres ve bunalımların yanında bir de bıkkınlık hastalığımız var. Yanlış
yaptığımız bir şeylerin olduğu kesin. Öncelikle ortam sorunumuz var.
İşyerlerimiz, evlerimiz, çarşılarımız, sokaklarımız bizi dinlendirmiyor.
Hepsinin ortak noktasını bitmesi gereken işler, geçmesi gereken zamanlar
oluşturuyor. Kendi kendimize veya dostlarımız ile senli-benli kalabileceğimiz
mekanlara ihtiyacımız var. Bu kadar dünya işinin içinde inzivamız olması
gereken has dairelerimize de ziyadesiyle ihtiyacımız var. Nefes alışlarımızı
duymalıyız. Kelimelerimizi duymalıyız. Madem ki bitişi durduramıyoruz en
azından kendimiz de bu bitişi hızlandırmamalıyız.
turgay urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder