Senin gibi bu ülkede
eğitimi, başarıyı, gelişmeyi kılık ve kıyafette gören koskocaman bir SÜRÜ var. Öğrencilerine,
öğretmenlerine sevgi ve saygı dili ile yaklaşamayan, eline mikrofonu aldığında egodan
kırılan, açılan, saçılan, şevke gelen daha niceleri var. Protokol sevdalısı,
deri koltuk müptelası, azar ve atar manyağı daha çok var. Kendilerini sende
görsünler.
Rahmetliye veya öğrencilerine sormamışlardır ki: ‘Neler yapıyorsunuz?, bir
eksiğiniz var mı yok mu diye?’ Sormazlarda. Ancak bildikleri nutuk okumak. Herşeyi
bilir edasına bürünmek.
Keşke kılık ve kıyafetten değil de eğitim-öğretim noktasında verdiklerinden
kendisine bir şeyler sorulsaydı. Ama sorulmaz çünkü bu feraset gerektiriyor.
Karşıdaki insana ve yaptığı işe saygı gerektiriyor.
Allah aşkına bırakın,
isteyen örtünsün, isteyen açık gelsin. Zaten geliyorda. İsteyen de saçını
uzatsın, kravat takmasın, takmak isteyen de taksın. İnsanlar bir şekilde
edebine, mesleğine uygun bir şekle kendilerince girebilirler.
Sizler yapabiliyorsanız ve elinizden geliyorsa bizlere demokratik ortamlar
sağlayın yeter. Başka bir ihsan istemiyoruz. Öğrenciler, öğretmenler
kendilerini rahat bir şekilde ve korku yaşamadan ifade edebilsin yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder