18 Kasım 2012 Pazar

Gazze'de kızım


GAZZE'DE KIZIM

Ey insanlık !

Benim Gazze’de bir kızım var. Adı Ayşe, Fatma, Zeynep veya hiç duymadığınız Rafia, Mahizar, Zinnur.

Ne fark eder ki? O benim kızım.

Öpmeye doyamadığım, bakmaya kıyamadığım, her gece dualarla örttüğüm canım kızım.

Onun elleri sizinkilerden küçük,

Henüz kalem tutmuyor.

Sokakta birlikte yürürken elimi hiç bırakmıyor.

Bir görseniz ekmeği bir tutuşu var, ben ne verirsem onu yiyor.

Bir de ona pazardan aldığım oyuncak bebeği var. Onu çok seviyor.

Nedense onu elinden hiç bırakmak istemiyor.

 

O benim için her şey demek.

Her gün ona baktığımda yaşamın ne demek olduğunu,

Sevginin ne demek olduğunu yeniden anlıyorum.

Onun varlığı için şükür ediyorum.

Ve şimdi sizin yanınızda,

Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan,

Haykırıyorum, dayanamayıp ağlıyorum.

Onu gördükçe, onunla birlikte oldukça;

“Allah’ım sen ne büyüksün” diyorum. 

 

Allah’ım sen ne kadar büyüksün,

Benim onu korumaya gücüm yetmez ki,

Ben erişemem, ben zavallıyım, ben acizim,

Sen onu tüm çocuklar gibi koru diyorum.

Biliyorum: duamız olmasa ne hükmümüz var.

Çaresizlikle yine Senin kapına sığınıyorum.  

 

Benim Gazze’de bir kızım var. Adı Zehra.

İnanın sizin çocuklarınızdan hiç farkı yok.

Teninde Cennetten kokusu,

Yüzünde Yüce Merhametten safiliği var.

Henüz baba demeyi yeni öğrendi.

Siz de bilirsiniz bu anlatılmaz bir sevgidir.

Siz de çok iyi bilirsiniz onun anne demesi yürekleri titretir.

 

Bir gün eve döndüğümde bir kalabalık beni karşıladı,

Tekbir sesleri zamanı durduruyordu.

Aralarından sıyrıldım, kimse yüzüme bakmıyordu.

Annesi iki büklüm olmuş beyaz bir kefenin önünde feryat ediyordu.

Beyaz. Bembeyaz minik bir kefenin önünde.

Avuçları kan, dudakları kan, her tarafı kan içindeydi.    

Cennetten kokusu hiç gitmemişti. Yüzü yine masum,

Gözleri yine ışıl ışıldı. Elleri yine ellerimi arıyordu.

Ama artık tutmuyordu.

Bir köşede oyuncak bebeği vardı. Onu bundan sonra kim oynardı?

Sorarım size ey insanlık!

Onu bundan sonra kim oynardı? 

 

Kucağıma aldım. “Allahu Ekber” dedim.

Gözlerim Bedrin arslanlarını aradı,

Çanakkalenin yiğitlerini aradı.

Bosnanın analarını aradı.

 

Kızımla tüm sokakları koştum,

“İnanıyorsak üstünüz” dedim.

Ey insanlık !

Benim Gazze’de bir kızım vardı. Adı Mansure.

 Aynı sizin çocuklarınız gibi.

Turgay Urgur

Mansure: Allah'ın (c.c.) yardımı ile üstün gelen

Mahizar: İnleyen ay.

Rafia: Kaldıran, yükselten, destek olan.

Zinnur: Nurlu, ışıklı

Zehra: Nurani yüzlü

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...