Batıya hayranlık dinsizlik ve deizm gibi akımlara
neden oldu. Maddi terakki hayatın ana unsuru gibi kabul edildi. Madde geçici
olduğu için kıymetsizdir. Kıymetsize güvenmek hayal kırıklığıdır. Madde hayatın
özü ve içeriği değildir lakin ilerlemeden, akıldan ve teknolojiden uzak kalmak da
Müslümanlık değildir. Geri kalmışlığı sürekli dış nedenlere bağlamak insanı
mesuliyetten kurtarmıyor. İnsan iman ile en yüksek mevkilere çıkar. İmanın
gereği dünya hayatını bir düzen ve medeniyet üzerine inşa etmekle ilişkilidir.
İnsanın maddesi; ruhu ve ruhunun kıymeti ile
değerlenir.
Ruh şuurlanınca Allah’a kul olduğunu anlar. Bu
anlayış onun eylemlerini, söylemlerini ve düşüncelerini Rabbani bir rızaya
bağlar. Böylece insan vakti, sağlığı ve varlığı kendisi ve çevresi için tekrar
tasarlar. Tasarısından bir kulluk anlayışı ortaya çıkarır. Bu anlayış onu
cennete layık olmaya yönlendirir. Artık o kişi yalan söylemez-söylemez, haram
yemez-yiyemez, boş konuşmaz-konuşamaz. Kendisini insanlar ve insanlık için
üretmeye adar. Bu üretimin faydasını ebedi hayatta mükafat için bile
kurgulamaz. Belirttiğimiz gibi onun derdi Yaratanın Rızasıdır. Ütopyolar, büyük
hayaller, en geniş projeler bu rızayı isimlendiremez.
Bu şuurdan ayrılan insan ise değerini
binden bire indirir. Maddesiyle belki de çok şey ifade eder lakin manası
boştur. Maddeten ilerlemiş Batı, dünyayı yönettiğini sanan İsrail, yeni yetme
Çin ve Doğu ülkeleri buna çok güzel örnektir. İnsanlık anlayışları ve dillerine
doladıkları eşitlik-demokrasi gibi vitrinler sadece kendi menfaatleri ile
ilişkilidir. Birliktelikleri kendilerini korumak içindir. Gelişmişlikleri
sadece kendilerine fayda sağlar. Yaşamak için öldürmeyi mübah sayarlar. Bu bağlamda; Batılının konuştuğu, yazdığı yalan
bir özgürlüğün pazarlanma stratejisidir.
Mevzu: İmanın idrakidir. İman inanan
insanı ışıklandırır. İman sayesinde insan kendi üstündeki Rabbani sırları
görür. Kendisini gören insan kainatı da görmeye başlar. Bu görüş aynı zamanda
geçmişe ve geleceğe de ışık tutar. Çünkü insan aynı zamanda geçmiş ve gelecek
hakkında üzüntü ve endişelere girer. İman sayesinde insan endişe, kaygı ve de
şüphelerinden arınır. Teslimiyet onu psikolojik olarak tam manasıyla güvende
olmanın içine alır. Artık o insan rahattır. Ölümü anlar. Ölümün yok oluş
olmadığını, ölümün Allah’ın daveti olduğunu, ölümün bir terhis olduğunu anlar.
Zaten ölüm anlaşılmadan hayat hakkıyla yaşanılmaz. Ve ölümü de anlayan insan,
yaşının ilerlemesiyle gençleşir. Ruhun ağırlıklarından kurtulur. Çünkü içinde
yaşadığı güven ona her türlü ağırlığı atmasını söyler.
İnsan karar vermelidir. Maddiyatın
altından ezilecek mi? Maneviyatın üstünde yükselecek mi? Yemek yerken bile
irade sadece ağzımıza götürmekten ibaretken ve gerisine müdahale edemiyorken;
düşüncenin kölesi olmak ne beyhude bir uğraştır. Hiç şüphesiz! En güzeli
emaneti Sahibine satmaktır. Emaneti sahibine satmak ise en kolayıdır. 5 vakit
namaz arasında O’nun Rızası için yorulmadan, şikâyet etmeden çalışmaktır. Vesselam……
1 yorum:
Hocam parası olanın konuştuğu bir zamandayiz
Yorum Gönder